Yaz sonrası cilt bakımı: Güneşin etkilerini azaltmak için ipuçları
Yaz aylarında güneşin sıcak dokunuşu ruhumuzu besleyebilir, ancak cildimiz için aynı derecede güvenli değildir. Uzun süre güneş altında kalma, tuzlu deniz suyu ve klorlu havuzlar, cildin nem dengesini bozup kuruluk, mat görünüm, kızarıklık ve leke oluşumu gibi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle yaz sonrası dönem, cildin toparlanabilmesi açısından oldukça kritik bir zaman dilimi olarak kabul edilmektedir.
Yaz boyunca UV ışınları, cildin koruyucu bariyerini zayıflatır. Bu durum, su kaybını artırarak ciltte gerginlik hissi yaratır. Cilt bakım uzmanları, “İlk adım, hyalüronik asit, gliserin ve aloe vera gibi nem bağlayıcı içeriklerle yoğun nem desteği vermektir” diyor.
Hyalüronik asit, kendi ağırlığının bin katı kadar su tutabilen bir molekül olarak, cildin dolgun ve sağlıklı görünmesine yardımcı olurken, aloe vera hem nem hem de yatıştırma etkisi sunar.
Güneş sonrası oluşan kahverengi lekeler ve ton farklılıklarını hafifletmek için C vitamini serumları önerilmektedir. C vitamini, “hem cilt tonunu aydınlatır hem de antioksidan etkisiyle güneşin yarattığı serbest radikal hasarını onarır” ifadeleriyle tanımlanmaktadır.
Niasinamid ise “cilt bariyerini güçlendirerek kızarıklıkları azaltır.” bu açıdan oldukça faydalıdır. Bu içerikler, sabah veya akşam bakım rutininize eklendiğinde, “birkaç hafta içinde cildin daha homojen görünmesini sağlar.”
Cilt yüzeyindeki ölü hücreler, yaz sonunda cildi mat ve yorgun gösterir. Ancak uzmanlar, “cilt hassasiyetinin yüksek olduğu bu dönemde sert granüllü peelinglerden uzak durmak gerekir” diyerek uyarıyorlar.
Bunun yerine laktik asit veya mandelik asit gibi daha yumuşak kimyasal eksfolyanlar tercih edilebilir. Bu sayede cilt hem nazikçe yenilenir hem de bakım ürünlerinin emilimi artar.
Artık yaz bitti düşüncesiyle güneş koruyucuyu rafa kaldırmak, “yapılan tüm onarım çalışmalarını boşa çıkarabilir.” unutmamak gerekir. Sonbaharda UVB ışınları azalsa da, UVA ışınları yıl boyunca cilt yaşlanmasına sebep olmaya devam eder. Bu nedenle en az SPF 30 içeren bir güneş koruyucu ile koruma sağlamaya devam etmek oldukça önemlidir.