1. Haberler
  2. Gündem
  3. Pikachu Kostümüyle Protesto: Gündemi Sarstı!

Pikachu Kostümüyle Protesto: Gündemi Sarstı!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ekrem İmamoğlu’nun 23 Mart’ta tutuklanmasının ardından tüm Türkiye’de protesto gösterileri gerçekleştirildi.

Antalya’daki protestolara Pikachu kostümü giymiş bir kişinin katılması, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Bu vatandaşın, polislerin müdahalesinden kaçarken görüntüleri, milyonlarca kullanıcı tarafından paylaşıldı.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, gösterilere kostümle katılanları “profesyonel iş” olarak nitelendirdi.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, gösterilere kostümle katılanları 'profesyonel iş' olarak nitelendirdi.

“Eylem yapmanın daha çekici hale gelmesi için çeşitli semboller kullanılıyor. Örneğin gaz maskeli semazen figürü, Pikachu karakteri, polis önünde evlenme teklifi, örümcek adam kostümü gibi unsurlar tarih boyunca sembolizm için yer aldı. Tüm bunlar, planlı ve profesyonel projelere dayanmaktadır.”

Mehmet Uçum’un Twitter’da paylaştığı “Pazar Yazısı” başlıklı mesajı 👇

Mehmet Uçum’un Twitter’da paylaştığı “Pazar Yazısı” başlıklı mesajı 👇

‘Ramazan Bayramımız Kutlu Olsun.

YENİ NESİL SOKAK EYLEMLERİ EMPERYALİST PROJEDİR!

İstanbul’daki terör ve yolsuzluk soruşturmalarının ardından, yeni nesil sokak eylemleri yeniden gündeme geldi. Bunlar demokratik protesto hakkının kullanılması olarak görünse de durum tam olarak böyle değil.

20. yüzyılın sonlarından itibaren sivil itaatsizlik ve sokak eylemlerine yeni bir anlam yüklendi. Sivil itaatsizlik kavramının hak talep etme boyutu göz ardı edilerek, itaatsizlik milli devletlere karşı bir isyan aracına dönüştü.

Batılı ideolojik merkezler sokak hareketleri için el kitapları hazırlatarak veya tercüme ettirerek, bu materyalleri hedef ülkelerin gençliklerine sunuyor. Bu gençlik, sokak eylemlerinin ana aktörü olma rolüne itiliyor. Eylem yapmanın kendisi bir anlam haline getiriliyor ve hedefleri gölgede kalıyor. Sembolik unsurlar, eylemcilerin dikkatini çekmek amacıyla kullanılmakta. Gaz maskeli semazen, Pikachu karakteri, polis önünde evlenme teklifi gibi örnekler, bu semboller arasında yer alıyor.

Gençlere bu tür eylemlerin anlamlı bir varoluş biçimi olduğu aşılanıyor. Gençler, eylemlerin öznesi haline gelirken aynı zamanda stratejilerin nesnesi durumuna düşürülüyor; böylelikle milli devletleri zayıflatma projelerinde hedef ülke gençliği kitlesel güç olarak kullanılıyor.

Ancak emperyalizm, gençlerin aidiyet ve kimliklerini yok ederek kolayca şekillenen bir kitle yaratma çabasını her zaman başaramıyor.

Eylemci gençlerin bazıları geçiş yaşlarının etkisiyle eylemlere ilgi gösterirken, bazıları da görünür meşruiyet sağlamak amacıyla öne çıkarılan talepleri makul bulabiliyor. Ancak sorgulama başladığında, çoğu genç emperyalist operasyonlara karşı net bir tavır alabiliyor.

Gençlerin sosyal ve siyasi katılım hakları güçlendikçe, emperyalist projelerden kurtulma şansları artıyor. Ülkemizde 18 yaşında seçme ve seçilme hakkının olması, gençlerimize bir güç ve özgüven aşılıyor. Demokratik katılım arttıkça, gençlerin ulusal aidiyet duygusu ve yurtseverlikleri güçleniyor. Bu nedenle, ülkemiz gençliği büyük ölçüde emperyalist tuzaklardan kaçınmakta.

“Sivil itaatsizlik” kavramı, soğuk savaşın ardından emperyalizmin ideolojik araçlarından biri haline geldi. Nihilistik bir sivil itaatsizlik biçiminde yeniden üretildi ve emperyalist yayılma için kullanıldı. Soğuk savaş sonrası gerçekleşen “turuncu devrimler” ve “Arap baharları” bu amaçla teşvik edildi. Türkiye’deki Gezi Parkı eylemleri de bu tür bir yıkıcı sivil itaatsizliğin tipik örneklerinden biri olarak değerlendirilmektedir. Benzeri eylemler daha birçok ülkede de örnek gösterilmiştir.

Nihilistik sivil itaatsizlik eylemleri, kaos yaratmayı hedeflemektedir. Bu eylemler, güvensizlik ortamı oluşturarak ve yönetim zafiyeti meydana getirerek emperyalizme hizmet edecek bir iktidar değişikliği amacını taşır. Ukrayna örneği de bu konuda dikkat çekici bir örnek teşkil etmektedir.

Bu tür eylemler, pozitif ceza hukuku açısından suç olarak kabul edilmektedir. Değişen koşullar altında, bu eylemlerin suç niteliği değişmez. Ayrıca, hedef alındıkları ülke ve toplum üzerinde yıkıcı etkiler yaratmaktadır ki bu durum, milletin tarih bilincinde kalıcı izler bırakarak toplumda travmalar meydana getirir.

Bu tür eylemler, hiçbir zaman hukukun koruması altında olamazlar. Ancak hak ve adalet talep eden sivil eylemler, meşru düzeni destekleyici bir işleve sahiptir. Bu tür eylemler, demokratik toplumu güçlendirir ve hukukun koruması altındadır.

Hak ve adalet talepli sivil eylemler ile günümüzdeki emperyalist proje olarak görülen sivil itaatsizlik eylemleri arasındaki nitelik ayrımını görmek önem taşımaktadır. Bu farkı görmeyenler veya bu durumu reddedenler, emperyalizmin ideolojik araçlarının ve projelerinin etkili aktörleri haline gelmektedir.

Pikachu Kostümüyle Protesto: Gündemi Sarstı!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

eBursa.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
Bize Katılın
Enable Notifications OK No thanks