DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Manisa İl Örgütü 2. Olağan Kongresi’nde önemli açıklamalarda bulundu. Bakırhan, 27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın “Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” çağrısına yönelik düşüncelerini paylaştı:
“27 Şubat, Türkiye için bir dönüm noktasıdır. Çatışmaların son bulacağı, silahların devreden çıkacağı ve demokratik siyasetin önünün açılacağı bir milattır. Bu tarih, 50 yıldır bu topraklarda süregelen, ekonomimizi ve enerjimizi tüketen Kürt meselesinin de bir sonucudur. Öcalan, 50 yıl sonra örgütünü feshetme çağrısını yaparak hukuki ve siyasi bir zemin oluşturmanın gerekliliğini vurgulamıştır. Bu sistem, yüzyıldır inkar eden ve yok sayan anlayışla artık dönüşmeye mecburdur. Sayın Öcalan, Türkiye’deki siyasetin, devletin, demokratik toplumun herkesine bir değişim ve dönüşüm çağrısı yapmaktadır. Silahlarla mücadele eden bir örgütü feshederek, ‘değiş’ ve ‘dönüş’ diyor; hak arama mücadelesinin aracını ortadan kaldırıyor. Böylece devletin elindeki terör sopasını da devrediyor.”
“ÇAĞRININ AMACINA ULAŞMASI İÇİN BU ÇAĞRIYA SAHİP ÇIKILMALIDIR”
Bakırhan, bu çağrının yeni olmadığını, 1993’ten bu yana birçok kez tekrarlandığını belirtti. “93’te Sayın Öcalan, rahmetli Özal’la görüşmelerde ‘silahı bırakıp demokratik siyasetle mücadele edeceğim’ demişti fakat Özal’ın ani vefatı süreci sekteye uğrattı” diyen Bakırhan, 30 yıl içinde yaşanan kayıpların ülkeye büyük maliyetleri olduğunu ifade etti. “Öcalan, gençler için tabut yapmaktansa çözüm masası kurmayı hedefliyor. Bu çağrı sadece kendi örgütüne değil, siyasetin tüm aktörlerine yöneliktir. Bu nedenle, geçmişteki gibi sabotajlara ve provokasyonlara maruz kalmaması için bu çağrıya sahip çıkılmalıdır. Hep birlikte bu çağrıyı sahiplenerek, demokratik siyaseti daha güçlü bir şekilde hayata geçireceğiz.”
“HERKESİ, DEMOKRATİK BİR CUMHURİYET İÇİN ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA ÇAĞIRIYORUM”
Türkiye’nin bu önemli çağrıya ihtiyacı olduğunu vurgulayan Bakırhan, bazı çevrelerin bu çağrıya karşı çıktığını belirtti. “Silah ve çatışmanın sona ermesini istemek neden kötü olsun? Ama bazıları hâlâ çatışmanın devam etmesini savunuyor” diyen Bakırhan, herkesin bu tarihi çağrıya destek vermeye çağırdı. “Barış isteyenlerle, savaşı isteyenleri ayırt etmeli ve bu mesajı iyi iletmeliyiz. Demokrasinin, ana dilin ve inanç özgürlüğünün; silah bırakma çağrısının gereği olan şartların yerine getirilmesi gerekiyor.”
Bakırhan, 50 yıllık tarihi bir sorunun çözüme kavuşturulmasının önemine dikkat çekerek, “Müzakereler için, Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor. Bu süreçteki engellemeleri ortadan kaldırmalıyız” dedi. “Barış mücadelesinin başarıya ulaşması için cezaevlerindeki siyasi tutsakların da aramızda olması şart” ifadelerini kullandı.
“CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN VE ANA MUHALEFET PARTİSİ BAŞKANI ÖZEL DAHA FAZLA SORUMLULUK ALMALIDIR”
Bakırhan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ana muhalefet partisi lideri Özel’e daha fazla sorumluluk almaları çağrısında bulundu. “Sayın Bahçeli’nin çağrısı ile bu süreç başladı. Cumhurbaşkanı, bu konuda daha proaktif olmalıdır. Barış süreci için sorumluluk üstlenmelidir” diyen Bakırhan, Özgür Özel’e Manisa’dan çağrıda bulundu: “Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, demokrasiyi öne çıkaracak bir yol haritası oluşturmalıyız.”
“SURİYE’DEKİ ALEVİ KATLİAMINI KINIYORUZ”
Bakırhan, Suriye’deki son Alevi katliamını kınayarak, “Suriye ne çektiyse tekçilikten çekti. Şimdi antidemokratik bir rejim içinde, tüm halklar dışlanmaktadır.” şeklinde ifade etti. “Sonuç olarak, binlerce silahsız sivilin hunharca katledilmesi, bu katliamcı zihniyetin yanında durmamızı gerektiriyor. Alevi vatandaşlarımızın yanında yer alıyoruz. Bu durumu akıllıca takip etmeli ve bu katliamlara karşı durmalıyız. Türkiye’nin kalıcı barışına yönelik yürütülen bu tür uygulamalar kesinlikle durdurulmalıdır.”
