Bergama ilçesinde yaşayan emekli şoför Salih Şentürk (58) ve eşi Azize Şentürk’ün oğlu Ömer Şentürk (19), 11 Eylül sabahı motosikletiyle işe gitmek üzere yola çıktı. Bu esnada, ters yönden gelen bir kamyonetle çarpışan kasksız ve koruyucu ekipmansız olan Ömer Şentürk, ağır yaralanarak Bakırçay Üniversitesi Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Burnu kopma noktasına gelen genç, burada gerçekleştirilen ameliyatla hayata tutundu. Ömer’in hayati tehlikesinin yüzde 90 olduğu bildirildi.
“DAMARLARI BİRBİRİNE DİKTİK”
Bakırçay Üniversitesi Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Tuluy, hastanın kendilerine getirildiğinde burnunun ve çevresindeki dokuların neredeyse tamamen kopma aşamasında olduğunu ifade ederek, “Eğer başarılı bir işlem yapılmasaydı, yeniden burun yapmak çok daha zorlu ve çok sayıda ameliyat gerektirecekti. Biz ameliyatta mikro cerrahi tekniklerle damarları birbirine dikerek, burun dolaşımını yeniden sağladık ve dokunun tamamını kurtardık. Ameliyattan sonraki ilk 48 ile 72 saat arasında dokunun dolaşımını yakından takip ettik ve sorun yaşanması halinde tekrar operasyona almaya hazırdık. Neyse ki her şey yolunda gitti. İlerleyen dönemde küçük revizyonlar gerekebilir ama en kritik aşama geride kaldı” dedi.
“KEMİKLER ÇOK PARÇALIYDI”
Dr. Tuluy, “Eğer burun dokusu kaybedilseydi, hasta estetik açıdan da ciddi bir kayıp yaşayacaktı. Beslenmesi bozulacak, yedikleri burnundan gelecekti, konuşurken ses çıkarmada güçlük yaşayacaktı. Burunun havayı ısıtma ve partiküllerden koruma gibi işlevleri de kaybolacaktı. Travmanın şiddeti çok büyüktü. Üst dudaktan başlayıp, burun köküne kadar uzanan yaprak şeklinde bir yarık vardı. Üst dudakta sadece 2 santimetrelik bir alan dışında burun tamamen ayrılmış durumdaydı. Kemikler çok parçalıydı, elimizden geldiğince hatlarına getirmeye çalıştık. Bundan sonrası dokuların iyileşme sürecine bağlı” diye konuştu.
“ŞANSIMIZ, EKİP VE DENEYİMİMİZ”
Hastada eş zamanlı olarak akciğer yaralanması olduğuna dikkat çeken Bakırçay Üniversitesi Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anestezi ve Yoğun Bakım Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Nimet Şenoğlu, “Ameliyat boyunca hastanın tansiyonunu ve hayati fonksiyonlarını korumak için anestezi ekibiyle birlikte yoğun bir çalışma yürüttük. Ancak yoğun bakım sürecinde travmaya bağlı ciddi akciğer hasarı gelişti ve gece yarısı hayati fonksiyonları ciddi risk altına girdi. Ölüm riski yüzde 90’a kadar yükselmişti. Hastanın genç olması bir avantajdı. Deneyimli ekibimizle elimizden geleni yaptık. Oksijen düzeyleri çok düşmüştü, akciğer artık tek başına solunumu sağlayamayacak durumdaydı. Bunun üzerine dolaşım, akciğer ve kalp fonksiyonlarını kalp-akciğer pompasına bağladık. Hasta bu süreçte tüm hayati ihtiyaçlarını bu cihaz sayesinde karşıladı. Makinenin riskleri yüksek ve her merkezde uygulanamıyor. Bizim şansımız, bu tedaviyi gerçekleştirecek ekibe ve deneyime sahip olmamızdı” dedi.
“MUTLAKA KASK VE EKİPMAN KULLANIN”
Sağlığına kavuşan Ömer Şentürk, “Çok hatırlamıyorum ama karşı taraf ters şeritten gelip bana çarptı. Büyük bir kaza atlattım ancak şu an sanki hayata yeniden başlamış gibiyim. Bundan sonra motor kullanmayacağım. Herkese tek tavsiyem, mutlaka kask ve koruyucu ekipman kullanmaları. Ben kullanmadığım için bu sıkıntıları yaşadım. Arkadaşlarım da aynı hatayı yapmasın. Umarım bundan sonra sıkıntı çekmem” dedi.
“KİMSENİN CANI YANMASIN”
Oğlunun kaza geçirmesinin ardından 10 gün boyunca çok üzüntü yaşadıklarını ifade eden Salih Şentürk, “14’üncü gün yoğun bakıma alındı. Sadece 5 dakika görebilmek için gidip, geldik. Gençler, anne-babalarının ne acılar çekeceğini bazen düşünemiyor. 3 gün önce yoğun bakımdan çıktı ve gözünü açtı, sevincimizi o zaman yaşamaya başladık. Motor kullanan gençlere kesinlikle kask ve ekipman takmalarını tavsiye ederim. Kimsenin canı yanmasın” dedi.
(DHA)