Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Efsun Dindar, Marmara Denizi’ndeki denizanası yoğunluğunun müsilaj oluşumunu tetikleyebileceğine dikkat çekti. Dindar, “Gemlik Körfezi’nde önceki yıllara kıyasla gözlenen denizanası artışı aslında müsilajın oluşumuyla aynı kirlilik kaynaklarına işaret ediyor. Yüzeyde görmediğimizde yok sandığımız müsilaj süreci, kirlilik yükü azalmadığı için maalesef devam ediyor” şeklinde konuştu.
Marmara Denizi’ndeki denizanası yoğunluğu, 1 Eylül’de başlayan yeni av sezonunu olumsuz şekilde etkiliyor. Gemlik Körfezi’nden denize açılan balıkçıların ağları denizanaları nedeniyle zarar görmekte, çoğu balıkçı ağı da deniz dibindeki müsilajın etkisiyle çamura bulanmış halde teknelere çekiliyor.
Denizanası istilası nedeniyle balıkçıların en verimli zamanlarda denize açılmakta güçlük çektiğini belirten Gemlik Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hüseyin Dalarel, “Geçen yıldan kat kat fazla olan denizanasının yoğunluğu, balıkçılarımızı etkiliyor. Ağlarımız önemli ölçüde zarar görürken, balığa çıkmakta da zorlanıyoruz. Ağlar ucuz şeyler değil, maliyetli malzemeler” ifadelerini kullandı.
‘DENİZANALARININ ARTIŞI NORMALİN 10 KATI SEVİYESİNE ULAŞTI’
Marmara Denizi’ndeki denizanası yoğunluğunun müsilaj oluşumuna zemin hazırladığını vurgulayan Doç. Dr. Efsun Dindar, şu ifadeleri kullandı: “Gemlik Körfezi’nde önceki yıllara kıyasla gözlenen denizanası artışı aslında müsilajın oluşumuyla aynı kirlilik kaynaklarına işaret ediyor. Yüzeyde görmediğimizde yok sandığımız müsilaj süreci, kirlilik yükü azalmadığı için maalesef devam ediyor. Müsilajın ortaya çıkması, bir yandan denize hala yüksek miktarda kirlilik girdisinin olduğunu gösteriyor. Diğer yandan da denizanası gibi sıcaklık artışını seven ve organik madde açısından zengin sularda çoğalan türlerin normalin 10 katına varan seviyelere ulaşmasına yol açıyor. Ayrıca, denizanalarıyla beslenen büyük balıkların Marmara Denizi’nde artık bulunmaması, besin zincirinin bozulduğu ve ekosistemin ciddi zarar gördüğünü ortaya koyuyor.”
‘DERİNLERDE DEVAM EDİYOR’
Müsilajın deniz dibinde hala etkilerini gösterdiğini ifade eden Doç. Dr. Efsun Dindar, şunları dile getirdi:
“Yaz aylarında yüzeyde çok gözükmeyince sanki kaybolmuş algısına kapılıyor olsak da aslına bakarsanız müsilaj derinlerde hala devam eden bir süreç olduğunu söyleyebiliriz. Sadece biz yüzeyde görmediğimiz için olmadığını düşünüyorduk bu ana kadar ama maalesef denize gelen kirlilik yükünü azaltmadığımız için bu süreç halen devam ediyor. Müsilajın kaynağı nedir diye baktığımızda, evsel nitelikli atık suların arıtılmadan, nehirler ya da direkt deşarjla denizlere bırakılması, deniz suyu sıcaklıklarının rekor seviyelere ulaşması ve tarımsal amaçlı olarak kullanılan azot içerikli gübrelerin su kaynaklarımıza karışması, müsilajın oluşumuna katkıda bulunuyor. Müsilajın sebebine baktığımızda yüzde 70 oranında aslında azotun sorumlu olduğunu görüyoruz. Geri kalanında da fosfor içeriğinden kaynaklı planktonlar ürüyor. Planktonların aşırı artmasıyla birlikte biz müsilajı görmüş oluyoruz.” (DHA)