Eyüp Can’ın okul masrafları için çalıştığı baba şu sözleri söyledi.
“Eyüp benim öz oğlum değil, ikinci eşimin çocuğuydu. 9 aylıktı ben annesiyle evlenince. O günden beri ben büyüttüm, ben baktım. Emekliyim ama yetmiyor. 16 bin lira maaşla ne yapabilirim? Hâlâ çalışıyorum. Oğlum da destek olmak istedi. Arkadaşım bir dönerci dükkanı açmıştı, ‘Abi bana bir çocuk lazım’ dedi. ‘Tamam’ dedim. Nereden bilecektim ki böyle bir şey olacağını” diyerek yaşadığı zorlukları aktardı.
Baba Can, oğlunun vücudunda gördüğü kesiklere dikkat çekerek, olayın sıradan bir düşme vakası olmadığını düşündüklerini ifade etti.
“Savcı ‘Bıçaklanma değil’ diyor. Çocuğun vücudunda iki – üç yerde kesik izleri vardı. Ben kendi gözlerimle gördüm. Ama bunlar bıçak izleri değil dediler. Kaçarken bir yere de sürtmüş, parçalanmış olabilir. Kaçarken veya düştüğü yerde bir şeyler varsa parçalamış olabilir. Normal düşmüşse sadece çocuğun boynu kırılmış. Başka hiçbir yerinde çizik, leke yoktu.” diyerek otopsi raporunu beklediklerini belirtti. Can, “Adli tıptan gelecek sonuçları bekliyoruz. Burada bir ay, bir buçuk ay falan bulur diyorlar” diye ekledi.
Haberin sahibi Nazlıer röportaja dair yürek burkan bir detay paylaştı.