Erdoğan, Türk ve İslam tarihinin kadın olmaksızın yazılamayacağını dile getirdi.
‘Bizim inanç ve medeniyet değerlerimize göre, kadın toplumun temel taşıdır. Tarihimize baktığımızda, önemli dönüm noktalarında kadınların rolünü hep gözlemleriz. Nene Hatun’lar, Binbaşı Ayşe’ler gibi pek çok kahraman, gerektiğinde bu milletin geleceği için ön saflarda yer almışlardır. Bugün bir kez daha çok net bir şekilde belirtmek isterim ki, ne İslam dünyası ne de Türk tarihi kadınlar dışlanarak anlatılamaz.’
Hz. Hatice validemiz ve Hz. Ayşe annelerimiz, İslam medeniyetinin parlayan yıldızları olarak isimlerini mümin gönüllere kazandırmışlardır. Osman Gazi’nin değerli eşi Bala Hatun’u ve Orhan Gazi’nin kıymetli eşi Nilüfer Hatun’u nasıl göz ardı edebiliriz?’
Kadınların önünün AKP döneminde her yönden açıldığını söyleyen Erdoğan, tarihsel sürece değindi.
‘Batı’da kadın hakları henüz gündemde bile değilken, bizde 1843 yılından itibaren kadınlar resmi olarak çalışma hayatına katılmaya başlamışlardır. Kadınlara devlet memuru olma hakkı ise 1913 yılında tanınmıştır. 1917’de yayımlanan kararname, bu alanda kayda değer bir ilerleme olmuştur. Ülkemiz, Batı’dan çok daha önce, 1934 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımıştır. Bu hak, özellikle darbe dönemlerinde birtakım engellerle karşılaşsa da, yasal olarak kadınlara verilmiş bir haktır. Göreve geldiğimiz andan itibaren, kadınların her alanda önünü açmak ve haklarını teslim etmek için çaba gösterdik.’
Başörtüsü yasağının bir daha ülke gündemine gelmeyeceğini söyleyen Erdoğan, CHP’ye de yüklendi.
‘Muhalefetin, özellikle ana muhalefet partisinin İstanbul Sözleşmesi ile ilgili iddialarının temelsiz olduğu açıktır. Kadına yönelik şiddete karşı farkındalığı artırmak için öncelikle kendi kadrolarınızdan ve belediyelerinizden başlayın. Dün Kadıköy Belediyesi’nde meclis üyesi kadın kardeşimize karşı yapılan çirkinlik, 28 Şubat zihniyetinin izlerini bir kez daha gözler önüne sermiştir. CHP, kadın karşıtı bir parti olarak karşımıza çıkmaktadır. CHP’nin kadın düşmanlığına sahip zihniyetinden ne kadar hızlı bir şekilde arınırsa, hem kadınlarımız hem de ülkemiz için o kadar hayırlı işler yapılmış olur.
Sayın Özel, siyasette kendisini geliştirmek yerine belediye başkanlarının yolsuzluklarını örtbas etmeye çalışırsa, daha da komik bir duruma düşer. Muhalefet ne derse desin, biz doğru bildiklerimizi söylemeye devam edeceğiz. 6284 sayılı kanun, şiddetle mücadele konusunda gereken yaptırım ve cezaları içermektedir. Bu nedenle biz, sözleşmenin değil, kanunların etkili olacağına inanıyoruz.’
