Ağrı’nın Yukarı Toklu köyünde dünyaya gelen ve İstanbul’da yaşayan 61 yaşındaki Çelik Barakçin, yaz aylarında memleketine dönüş yaparak eski bir değirmeni yeniden hayata döndürmek için çaba gösteriyor.
Barakçin, geçmişte babası merhum Ferzende Barakçin’in işlettiği ve yöredeki arpa ile buğdayların öğütüldüğü eski değirmeni onarıp, yeniden işletmeye hazır hale getirmek için yoğun bir mesai harcıyor.
Baba mirasını korumayı amaçlayan Barakçin, yerel tarih açısından büyük öneme sahip değirmeni, hatıra eşyalarıyla birlikte onun anısına geleceğe taşımak istiyor.
“ÇOK ŞÜKÜR DEĞİRMEN YIKILMADI, KORUDUK”
Çelik Barakçin, AA muhabirine verdiği beyanatta, değirmenin geçmişte önemli bir fabrika işlevi gördüğünü ve çevredeki köylerin arpa ve buğdaylarının burada öğütüldüğünü belirtti.
Gelişen teknolojiyle beraber değirmenin zamanla işlevini yitirdiğine dikkat çeken Barakçin, “Burası su değirmeni olduğu için tarihi önemi çoktur. Eskiden insanlar un, bulgur almazdı. Kendi tarlalarından ürettikleri arpa ve buğdayları değirmenlerde öğütüp ihtiyaçlarını karşılarlardı. Uzun zamandır İstanbul’da yaşıyorum ama yaz aylarında köye geliyorum. Değirmenin bakımını yapıyorum. Çatısını yaptık. Babamın el emeğidir. Çok şükür değirmen yıkılmadı, koruduk, kolladık” şeklinde konuştu.
Barakçin, bu yaz değirmeni faaliyete geçirmeyi düşündüğünü, ancak İstanbul’daki işlerinin yoğunluğu nedeniyle bunu gerçekleştiremediğini ve önümüzdeki yıl için plan yaptığını söyledi.
“BURAYA BABAMIN HATIRASI OLARAK BAKIYORUZ”
Değirmenin geçmişte pek çok köye hizmet verdiğine vurgu yapan Barakçin, “Değirmenin çatısını yaptık, duvarları sıvadık. Taş duvarları onardık. Burada bir kazanç gözetmedik. Buraya babamın hatırası olarak bakıyoruz. Değirmen aktif olduğunda sunduğu hizmet açısından bir fabrika gibiydi. Bugün o özelliğinin dışında tarihe mührünü vurmuş görsel bir duruşu var. Burada büyüklerin hatırasını yaşatmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Köyden geçerek Balık Gölü’ne gidenlerin veya gurbetten dönenlerin değirmeni ziyaret ettiğini ifade eden Barakçin, “Bu değirmen nadir eserlerden birisidir. Ben de köyde doğup büyüdüm. Ağrı’da böyle bir değirmene şu an için rastlamak mümkün değil. Varsa bile 1-2 tanedir, bilmiyorum. Bu değirmeni içerisindeki malzemelerle kendi başına küçücük bir müze olarak da düşünebilirim. Değirmen içerisindeki malzemeler dışında evde sandıklar içerisinde çok sayıda değirmen malzemesi var” dedi. (AA)