1. Haberler
  2. Gündem
  3. Adıyaman’ın Komünist Geçmişi: Bir Ailenin Hikayesi

Adıyaman’ın Komünist Geçmişi: Bir Ailenin Hikayesi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Adıyaman’ın Komünistleri”

Adıyaman’ın il statüsü kazandığı 1962 yılında dünyaya geldin. Henüz 8 yaşındayken baban Ziya Amca’yı kaybettin ve bu durumla birlikte hayatın acımasız yüzüyle tanıştın. Sen ve ailen için “Önderler” dendiğinde akla ilk gelen, Adıyaman’ın komünistleri oluyordu.

Ziya Amca, 1960’lı yıllarda Türkiye İşçi Partisi’nin Adıyaman’daki kurucusuydu ve il başkanlığı görevini üstlenmişti. Bu sebepten dolayı, seninle ilgili yapılan tanımlamalar elbette ki haksız sayılmazdı.

Ancak senin komünistlik, sosyalistlik ya da solculuk gibi kavramların içinde tek bir yere sığmıyordu. Yaşadıkların, kalıpların dışına çıkmana olanak tanıyordu; herkesin ezberini bozuyordun.

Aileni tam anlamıyla Adıyaman kültürüyle iç içe olarak tanımlayabilirsin.

Dayın, Said-i Nursi’nin talebesi olarak biliniyordu.

Çok kültürlülük, ailenden sana miras kalmıştı.

Sen bir Türkmen olarak Adıyaman’da Kürtlerin arasında büyüdün.

Herkesin seni Kürt zannetmesinin nedeni bu durumdu, fakat sen Türk ve Kürt kimliğini bir arada taşıyan bir bireydin.

Baban Ziya Amca vefat ettiğinde, annen ve dört kardeşinle birlikte dedenin evine sığındınız.

Deden de iyi bir solcu olmakla birlikte, CHP’liydi. Aileni fikir alışverişiyle dolu bir ortamda yetiştirmişti.

Ellerinden öptüğüm Zeliha Anne, Ziya Amca’dan sonra evlenmedi. Kendisini, seni ve kardeşlerini büyütmeye adadı.

Annen sık sık, “Para ile tapu bizi sevmiyor” derdi; bu sözde de haklıydı.

Bir ev almayı düşündüysen, aldığın ev Adıyaman depreminde yıkıldı.

Neyse ki, anne İstanbul’da seninle birlikteydi ve ona bir şey olmadı.

Şimdi yoğun bakımda yalnızsın, fakat annenin içinden geçenleri bilsen, çok çabuk toparlanırsın.

Ortaokulda dersine giren öğrenci yıllar sonra avukatı oldu.

Ortaokulda dersine giren öğrenci yıllar sonra avukatı oldu.

Hatırlarsan, Sırrı Abi, daha sonra seninle aynı ismi taşıyan ve milletvekili olan Sırrı Özbek, ortaokul 2. sınıfında derslerine girmişti.

Sırrı Abi, “Sırrı çok çalışkandı, sınıfta dikkat çekerdi” derdi hep.

Bu derslere giren Sırrı Abi, daha sonra senin avukatın oldu ve örgüt üyeliğinden aldığın 16 yıl cezanı Yargıtay’da bozdurarak 12 yıla indirdi.

Ortaöğretim döneminde, babadan kalan edebiyat kitaplarını okuyarak sol düşüncelere yönelmen oldukça doğal bir süreçti.

Çünkü sen, Fakir Baykurt gibi bir edebiyatçının tanıdığı bir ailede büyümüştün.

1978 yılında, 16 yaşındayken Adıyaman Lisesi’nde okurken Maraş Katliamı’nı protesto ettiğin için cezaevine girdin.

Cezanı çekip çıktıktan sonra, sıradan birinin başaramayacağı bir şekilde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni ilk tercihinde kazandın.

Mustafa Abi (Kahtalı Mıçe), o dönem oturduğun yerin minderinin altında, yokluğuna rağmen, elindeki parasını kalbinde bırakmıştı. Sen “İhtiyaç yok abi” dediğinde, “Niye babo, Almanya’dan mı geldin?” demişti. Gerçekten çileli ama güzel günlerdi; henüz 25 yaşındaydın.

Barış için yola çıkanlar, daha sonra seni cezaevine gönderdiklerinde sesini çıkarmadın ve hep barışa inandın.

Şu an yorgun olduğunu biliyorum. 85 milyonun yükünü taşıyan bir barış hamalısın.

Bize, ülkeye, doğaya ve bütün canlılara çok lazımsın.

Lütfen, sık dişini. Daha yapacak çok iş var.

Yazının tamamına ulaşmak için: Kaynak.

Adıyaman’ın Komünist Geçmişi: Bir Ailenin Hikayesi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

eBursa.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
Bize Katılın
Enable Notifications OK No thanks