Kristina May’ın Dönüşümü: Güzellik ve Sağlığın Sırrı
Kristina May, 40’lı yaşlarının başında kendini “çirkin” olarak tanımlarken, bugün cildinin parlaklığı ve gençliğiyle herkesin ilgisini çekiyor. Bu dönüşüm, pahalı botoks enjeksiyonlarıyla değil, doğal ve rutin yöntemlerle gerçekleşti.
Kristina May, 40’lı yaşlarının başında sağlığının alarm verdiğini fark ettiğinde, radikal bir karar aldı. O dönemde cildi kızarmış, şişkin ve ince çizgilerle doluydu. Kristina’nın doğal ve rutine bağlı yöntemleri dönüşümünün anahtarı oldu.
Kristina, yaşadığı yorgunluk ifadesinin günlük stresin ve kötü alışkanlıkların bir yansıması olduğunu anladı. Pes etmek yerine, hayatını baştan aşağı değiştirmeye odaklandı. Öncelikle beslenme alışkanlıklarını gözden geçirdi ve alkolü bırakmaya karar verdi. “Alkol, kolajen üretimini azaltarak kızarıklıklara, kırışıklıklara ve cilt sarkmalarına neden olur,” diyor Kristina.
Alkolü bırakmanın sadece cildini iyileştirmediğini, aynı zamanda bütçesine de katkı sağladığını anladı. “Haftalık içki masrafları artık cebimde kalıyor ve bu para daha sağlıklı alternatiflere yatırılıyor,” ifadeleriyle durumu aktarıyor Kristina. Ardından, şeker tüketimini kesti ve tatlı krizlerini meyveler veya doğal tatlandırıcılarla yönetmeyi öğrendi.
Glutene karşı hassasiyetinin farkına varması da onun için önemli bir adım oldu. Gluten, bazı kişilerde inflamatuar tepkilere yol açarak yüzde şişlik ve kızarıklığa neden olabiliyordu. Kristina, glutenli gıdaları diyetinden çıkardığında, yüzündeki ödemin azaldığını ve cildinin daha temiz göründüğünü belirtiyor.
Fiziksel aktivite de Kristina’nın dönüşümünde önemli bir rol oynadı. Son birkaç yılda düzenli ağırlık kaldırma egzersizleri yapmaya başladı ve bu sayede 5 kilo verdi. “Ağırlık çalışmaları, kas kütlesini artırarak metabolizmayı hızlandırır ve cilt altındaki dokuları sıkılaştırır,” diyor. Bu egzersizlerin vücudundaki ışıltıyı artırdığını ifade ediyor.
Ayrıca yüksek proteinli beslenmeyi de hayatının vazgeçilmezi haline getirdi. “Protein, kolajenin temel yapı taşlarını sağlar ve cildin onarım sürecini destekler,” diyen Kristina, tavuk, balık, yumurta ve bitkisel protein kaynaklarının diyetini zenginleştirdiğini vurguluyor.
Kristina, sahte kirpikleri bırakıp, microblading kaşlarını doğal haline döndürdü. Böylelikle yüzündeki yapay ifadeyi ortadan kaldırarak, daha doğal bir güzellik kazandı. Ekonomik açıdan da tasarruf sağladı. Haftada birkaç kez glikolik asit içeren tonikler veya serumlar uygulayarak cildinin yenilenmesini hızlandırdı. Ayrıca gua sha ve yüz yogası da rutinine ekledi.
Bu yöntemler sayesinde yüzündeki toksinleri atarak, kolajen üretimini uyarıyor. Yüz yogası uygulamalarıyla basit egzersizlerle mimik kaslarını çalıştırarak, kırışıklıkları azaltıyor ve yüz hatlarını belirginleştiriyor. “Her sabah 10-15 dakika bu uygulamalara ayırarak, cildimi korumaya devam ediyorum,” diyerek rutinini paylaşıyor Kristina.