Beslenme ve Diyetetik Bölümü Araştırma Görevlisi Pınar Ece Karakaş, yaz aylarında tüketiminde artış yaşanan şekerli içecekler hakkında önemli bilgiler paylaştı.
“METABOLİK HASTALIKLARA YOL AÇABİLİR”
Karakaş, son yıllarda özellikle gençler ve çocuklar arasında popüler hale gelen ‘bubble tea’ içeceklerine dikkat çekti. “Bubble tea, içerisinde ‘boba’ ya da ‘tapyoka incisi’ olarak bilinen nişasta bazlı kabarcıkların yanı sıra çay, süt veya krema, meyve parçaları, renklendiriciler, şeker ve aroma vericiler gibi katkı maddeleri bulunan, soğuk olarak tüketilen bir içecektir. Mango, hibiskus ve oreo gibi çeşitli aromatik seçenekleriyle sunulmakta ve farklı katkı maddeleri veya soslarla bu aromalar elde edilmektedir. Bubble tea’ler genellikle yüksek fruktozlu mısır şurubu ile tatlandırılır. Yüksek fruktozlu mısır şurubunun sık tüketimi, karaciğer yağlanmasına, bağırsak bariyerinin bozulmasına ve bazı metabolik hastalıklara yol açabilir” diye uyardı.
“OBEZİTE RİSKİNİ ARTIRIYOR”
Bubble tea içeceklerinin yüksek kalorisi ve şeker içeriği nedeniyle obezite riskini artırdığına dikkat çeken Karakaş, “Orta boy bir bubble tea, yaklaşık 317,5 kkal enerji, 11 g yağ, 56 g karbonhidrat ve 36 g şeker içermektedir. Özellikle sıcak havalarda tüketimi yaygınlaşan bubble tea’ler, vücut ağırlığı artışına, obeziteye ve tip 2 diyabet riskinde artışa yol açabilir. Yapılan bir çalışmada, bubble tea tüketiminin okul çağı çocuklarında obezite riskini arttırdığı ortaya konmuştur” ifadelerini kullandı.
Bubble tea’nin içeriğinde bulunan inci büyüklüğündeki kabarcıkların çocukları cezbettiğini, ancak küçük çocuklar için boğulma tehlikesi oluşturabileceğini belirtti. “Besleyici değerlere sahip olmaması ve boğulma riski dolayısıyla küçük çocuklar, bubble tea tüketiminden sakınmalı veya ebeveyn gözetiminde tüketmelidirler. Serinletici etkisi nedeniyle sıcak havalarda sık tercih edilen bubble tea’ler, yüksek kalori ve şeker içeriği nedeniyle ölçülü tüketilmeli; bunun yerine daha sağlıklı içecekler tercih edilmelidir” dedi.
“SOĞUK KAHVELERDE ENERJİ VE ŞEKER İÇERİĞİNE DİKKAT”
Yaz mevsiminde soğuk kahve tüketiminin arttığına dikkat çeken Karakaş, “Kahve, kardiyo metabolik sağlık üzerinde olumlu etkileri olan biyoaktif bileşenlerden zengin olmasıyla birlikte son yıllarda oldukça ilgi görmektedir. Kahve, dünya genelinde espresso, americano, filtre kahve gibi sade seçeneklerin yanı sıra süt, şurup veya krema eklenerek hazırlanan latte, cappuccino, macchiato, mocha ve flat white gibi birçok farklı türde tüketilmektedir. Krema ve şurup eklenen kahve çeşitlerinin enerji ve şeker içeriği yüksektir, bu çeşitlerin tüketiminden kaçınılmalı, tüketilecekse sıklık ve porsiyon kontrolü yapılmalıdır” şeklinde uyardı.
“YETERLİ SU TÜKETİLMELİ VE KAFEİN MİKTARINA DİKKAT EDİLMELİ”
Yaz aylarında serinlemenin yanı sıra yeterli su tüketiminin önemine de değinen Karakaş, “Bu nedenle yeterli su tüketilmeli ve alınan kafein miktarına dikkat edilmelidir. Fazla miktarda soğuk kahve tüketimi de sıvı atımına yol açarak dehidrasyona neden olabilir. Soğuk kahveler yaz aylarında keyifli ve sağlıklı bir içecek tercihidir ancak tüketilirken yeterli miktarda su alımı sağlanmalı, yüksek şeker ve enerji içeren çeşitleri tercih edilmemeli ve günlük önerilen kafein miktarı olan 400 mg’yı aşmamaya özen gösterilmelidir” dedi.
“MİLKSHAKELER KİLO ARTIŞINA YOL AÇABİLİR”
Özellikle çocuklar için sık tercih edilen milkshake’ler konusunda da açıklama yapan Karakaş, “Küçük boy bir milkshake; yaklaşık 254 kkal enerji, 48 gram şeker, 40 gram karbonhidrat ve 7 gram yağ içermektedir. Milkshakeler buz, süt, şeker, krema, aroma verici, yapay tatlandırıcı ve yüksek fruktozlu mısır şurubu içermektedir. Hazır satılan, şeker içeren birçok milkshake çeşidinin besin değeri düşüktür ve diyet lifi açısından fakirdir. Çocuk ve adolesanların sık tükettiği milkshakeler, içerdiği yüksek fruktozlu mısır şurubu nedeniyle insülin duyarlılığını azaltabilir ve karaciğer yağlanmasına yol açabilir. Ayrıca içerdikleri yüksek enerji, karbonhidrat ve yağ sebebiyle sık tüketildiklerinde vücut ağırlığında artışa yol açabilirler. Bu nedenle milkshake tüketiminden olabildiğince kaçınılması, tüketilecekse porsiyon kontrolü yapılması önerilmektedir” ifadelerini kullandı.
“AZ ŞEKERLİ LİMONATA SAĞLIKLI BİR TERCİH OLABİLİR”
Limonata hakkında da bilgi veren Karakaş, “Limonata yapımında limonun yanı sıra ahududu, çilek gibi meyveler de kullanılmaktadır. Geleneksel limonata; limon, su ve şeker veya bal gibi bir tatlandırıcı kullanılarak yapılmaktadır. Bazı kültürlerde limonataya yasemin veya tarçın gibi baharatlar da eklenmektedir. Limonata, şeker içermediğinde ya da miktarı kontrollü olduğunda sağlıklı olarak tercih edilebilecek bir içecektir. Yapılan çalışmalarda flavonoidlerden ve C vitamininden zengin olan limonatanın anti-inflamatuvar, anti-alerjik ve anti-viral özelliklere sahip olduğu belirtilmiştir. Sağlıklı tercihler yapmak isteyen bireyler için limonata, sağlıklı ve serinletici bir alternatif olabilir” diye belirtti.
“GAZLI İÇECEK TÜKETİMİ HASTALIKLARA DAVET ÇIKARIYOR”
Karakaş, gazlı içeceklerin fazla miktarda şeker ve karbonat içerdiğini kaydetti. “Karbonat, içecekleri gazlı hale getirmek için eklenmektedir. Gazlı içecekler renklendirici, tatlandırıcı, sitrik asit, malik asit, fosforik asit ve koruyucu maddeler ile zenginleştirilmektedir. Fazla miktarlarda tüketilen gazlı içecekler, obezite ve obezite ilişkili hastalıkların riskini artırmaktadır. Son yıllarda çocuk ve adolesanlar başta olmak üzere tüm yaş gruplarında gazlı içecek tüketimi artmıştır. Bu artış, birçok ülkede vücut ağırlığı artışıyla ilişkilendirilmektedir.”
“TİP 2 DİYABET VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIK RİSKİ”
Gazlı içeceklerin sık tüketiminin tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalık riskini artırdığını belirten Karakaş, “Gazlı içeceklerin sık tüketimi, süt tüketiminin azalmasına ve buna bağlı olarak yetersiz kalsiyum alımına yol açmaktadır. Yapılan çalışmalarda, adolesan dönemde yüksek miktarda gazlı içecek tüketiminin 12-15 yaş arası kızlarda kemik mineral yoğunluğunun azalmasına yol açtığı saptanmıştır” dedi.
“DİŞ ÇÜRÜKLERİNE NEDEN OLABİLİR”
Pınar Ece Karakaş, gazlı içeceklerin diş sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine de vurgu yaptı. “Standart büyüklükteki bir gazlı içecek kutusunun (350 ml) yaklaşık 40 gram şeker (160 kalori) içerdiğini belirtti. İçeriğindeki şeker ve aşındırıcı potansiyeli olan asitler nedeniyle bu içecekler, diş çürümesine ya da diş yapısında erozyona neden olabilmektedir.”
“SAĞLIKLI ALTERNATİFLER TERCİH EDİLMELİDİR”
Karakaş, yaz aylarında içecek seçimlerinde dikkat edilmesi gereken noktaları ise şöyle sıraladı: “Yeterli miktarda su tüketimine özen gösterilmelidir. Hazır meyve suları, milkshake, gazlı içecekler gibi seçenekler yüksek şeker içermektedir. Şeker içeriği yüksek içeceklerden uzak durulmalı, sağlıklı alternatifler tercih edilmelidir. İçecek seçerken besin etiketi okunmalı ve içeriklerine dikkat edilmelidir. Fazla kafein alımı dehidrasyona yol açabileceğinden günlük önerilen 400 mg’yi aşmamaya dikkat edilmelidir. Katkı maddeleri ve renklendirici içeren içeceklerden kaçınılmalıdır. Soğuk kahve tüketilirken şeker ve şurup içermeyen çeşitler tercih edilmelidir. Ayran, sade kefir, sade maden suyu ve şekersiz ev yapımı limonatayı sağlıklı alternatifler olarak değerlendirebiliriz.”
(DHA)