EBURSA|DIŞ HABERLER Healthline’ın belirttiğine göre, günlük kalori alımının %5 ila %6’sının doymuş yağlardan karşılanması önerilmektedir. Yapılan araştırmalar, yüksek doymuş yağ tüketiminin, bazı kalp rahatsızlıkları ve felç gibi sağlık sorunlarıyla ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır. Bunun yanı sıra, kilo alımıyla da bağlantılı olduğu bilinen doymuş yağlar, insanların daha sağlıklı alternatifler olarak gördükleri tekli ve çoklu doymamış yağlarla değiştirilmesi yönünde teşvik edilmektedir. Dr. Sten Ekberg ise bu durumu daha yakından incelemek ve vücudunun tereyağı gibi doymuş yağlar karşısındaki tepkilerini gözlemlemek amacıyla bir araştırma yapma kararı aldı.
10 GÜN BOYUNCA SADECE TEREYAĞ YEDİ
Dr. Ekberg, 10 gün boyunca tam 100 yemek kaşığı tereyağı tüketti ve bulguları oldukça dikkat çekiciydi. Bu süre zarfındaki beslenme düzeninin %78’ini yağlar, %15’ini proteinler ve %7’sini karbonhidratlar oluşturduğunu belirtti. Bununla birlikte, uzmanların önerdiği miktarın 8 katından fazla doymuş yağ almış oldu.
Dr. Ekberg, trigliseritlerinin (kan dolaşımında bulunan ve yağ hücrelerinde depolanan bir yağ türü) önemli ölçüde yükseleceğini ve insülin direncinde de bir artış olacağını düşünüyordu. Ayrıca, bu yüksek yağ tüketiminin kiloda bir artışa neden olacağı bekleniyordu.
EGZERSİZ BİLE YAPMADI
Başlangıçta 85 kilo olan Dr. Ekberg, 10 gün sonunda aynı kiloda kaldı. Araştırma süresince ‘çok fazla egzersiz yapmadığını’ ve sadece birkaç şınav çekip yürüyüşe çıktığını ifade eden Dr. Ekberg, glikoz seviyesinin 95’ten 84’e düşmesini sağladığını da ekledi. İnsülin değerinin ise 3.5’ten 2.8’e gerilediğini belirtti.
Dahası, Dr. Ekberg, insanların beslenme programlarında fazla tereyağı bulundurmalarını önermediğini, ancak bu kadar doymuş yağ tüketiminin kendi üzerinde beklenildiği gibi bir sonuç doğurmadığını kanıtlamak istediğini vurguladı.