Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) tarafından düzenlenen Türk Dünyası Tarım Zirvesi, tarım sektöründe işbirliğini artırma amacını güderek akademik dünyadan, sivil toplum kuruluşlarından ve kamu temsilcilerinden birçok ismi bir araya getirdi. Zirve, Türk dünyasının tarım alanında küresel bir güç olmasını hedefleyerek, geleceğe yönelik tarım politikaları ve sürdürülebilirlik konularını masaya yatırdı.
TAHA TÜTÜNCÜ
Zirvenin açılış programı, Bursa Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Açılışta eski Devlet Bakanı Faruk Çelik, Vali Yardımcısı Mustafa Kılıç, Nilüfer Kaymakamı Murat Süzen, Tarım İl Müdürü İbrahim Acar, BUÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cafer Çiftçi, Tüm Bürokratlar ve İş İnsanları Federasyonu (TÜMBİFED) Genel Başkanı Mehmet Hüsrev, Genel Başkan Yardımcısı ve Zirve İcra Kurulu Başkanı Yakup Sağlam, akademisyenler ve öğrenciler yer aldı.
“700 MİLYON İNSAN GÖÇ EDECEK”
Açılışta konuşan eski Devlet Bakanı Faruk Çelik, tarımın sadece ekonomik boyutla sınırlı olmadığını, aynı zamanda millî güvenlik, toplumsal huzur ve insanlık onuru meselesi olduğunu ifade etti. Çelik, gıda güvenliği ve iklim değişikliği gibi sorunların, dünya devletlerinin gündem maddeleri arasında başı çektiğini vurgulayarak, “Savaşlar artık topla tüfekle değil; gıdayla, suyla, enerjiyle veriliyor. Önümüzdeki 20 yıl içinde bu dünyada 700 milyon insan, açlık ve susuzluk nedeniyle göç edecek. Biz hâlâ tarım topraklarımızı yapılaşmaya açıyorsak, bu sadece tarımsal bir kayıp değildir; bu bir güvenlik açığıdır. Tarımı kaybeden, istiklalini kaybeder” dedi.
“MİLLİ TARIMI ARTTIRMALIYIZ”
Tarım politikalarının kısa vadeli değil, uzun vadeli stratejik yaklaşımlarla ele alınması gerektiğini belirten Çelik, Türkiye’nin tarım potansiyelini yeterince değerlendiremediğine dikkat çekti. “1990’da Türkiye’nin nüfusu 56 milyondu, bugün 86 milyon. Ancak üretilebilir tarım arazimiz 24 milyon hektardan 19 milyon hektara düştü. Nüfus artıyor, toprak daralıyor. Tarımsal üretimi küçümseyen, köylüyü görmezden gelen bir anlayışla ülke yönetilemez. Tarım, millî savunma kadar millî bir meseledir. Yerli silah üretmek kadar yerli tohum üretmek de millîdir” diyerek Türkiye tarımının Milli Eğitim ve milli savunma gibi Milli Tarım olması gerektiğine değindi. Çelik, “İthalat lobilerinin tarımı teslim almasına izin veremeyiz. Bu gidişatın sonu felakettir. Bu nedenle tarımı sadece bir sektör değil, bir bağımsızlık meselesi olarak görmek zorundayız. Başka ülkenin çiftçisinin zengin etme gibi bir durumumuz olamaz. İmkanları harcayıp kendi potansiyelimizi en üst düzeyde değerlendirmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
TARIM BAĞIMSIZLIĞIN SİGORTASIDIR
TÜMBİFED Genel Başkanı Mehmet Hüsrev ise yaptığı konuşmada tarımın stratejik önemine değinerek, “Atatürk’ün ‘Milli ekonominin temeli tarımdır’ sözünü hatırlatmak isterim. Tarım, bir milletin bağımsızlık sigortasıdır. Bugün aldığımız kararlar, yalnızca bugünü değil, önümüzdeki 20 yılı da şekillendirecek. Endüstri 4.0, yapay zekâ destekli üretim, coğrafi işaretleme gibi yeniliklerle Türk dünyasının tarımda öncü bir aktör olmasını sağlayabiliriz. Bu dönüşümde üniversitelerle, bilim insanlarıyla, çiftçilerimizle omuz omuza olmaktan onur duyuyoruz.” şeklinde konuştu.
TEKNOLOJİLER İYİ ELLERDE OLMALI
İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Acar, Türkiye’nin 2024 yılı itibarıyla 34 milyar dolarlık tarımsal ürün ihracatına ulaştığını ifade etti. Acar, “Bu rakam, 20 yıl önce Türkiye’nin toplam ihracatına denk. Pandemi ve iklim kriziyle tarımın stratejik önemi bir kez daha ortaya çıktı” dedi. BUÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cafer Çiftçi ise tarımsal teknolojilerin önemine değinerek, “2050 yılında dünya nüfusu 10 milyara ulaşacak. Su kaynakları azalırken bu nüfusu beslemek büyük bir çaba gerektiriyor. Dikey tarım, akıllı tarım, robotik tarım gibi yenilikler bu noktada devreye giriyor. Ancak bu teknolojiler iyi ellerde olmalı. Aksi takdirde insanlık için tehdit hâline gelebilir.” şeklinde konuştu.
