Van’da Baro Başkanlığı’nın öncülüğünde gerçekleştirilen ‘Sürecin toplumsallaşması sivil toplum buluşmaları’ toplantısına, kentteki sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı. Toplantı, Baro Başkanlığı’ndaki Tahir Elçi Toplantı Salonunda yapıldı ve DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Halkların Demokratik Kongresi Eş Sözcüsü (HDK) Dem Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş ve Van Barosu Başkanı Av. Sinan Özaraz konuşmacı olarak yer aldı.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, barış sürecinin en önemli yolunun Türkiye’deki bütün demokrasi güçlerinin, sivil toplum kuruluşlarının ve farklı halklardan kesimlerin güçlü bir şekilde sürece sahiplenmesiyle mümkün olacağına vurgu yaptı. Hatimoğulları, “Bu süreç hatırlayacaksınız geçen yılın 1 Ekim’inde Devlet Bahçeli’nin DEM sıralarına gelerek selam vermesi ile başlayan bir süreç. Bu süreç, bir yılı aşkındır devam ediyor. Bu sürecin bizim tarafımızdan adlandırılma biçimi ‘Barış ve demokratik toplum süreci’. Barış ve demokratik toplum çağrısı, aynı zamanda bu ülkede yaşayan bütün farklılıkların, 86 milyon yurttaşın, eşit yurttaşlık hakkı temelinde kendi ana dilini özgürce konuşabilmesi, kendi ana dilinde özgürce eğitim yapabilmesi, görebilmesi, kendi inancıyla özgürce ibadet edebilmesi. Bütün bunlar bizim vazgeçilmez olan temel ilkeler ve prensiplerimiz” dedi.
‘ÖNEMLİ BASAMAKLAR ATLANDI’
1 Ekim’de başlayan sürecin 27 Şubat’ta Öcalan’ın ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısıyla birlikte yeni bir aşamaya girdiğini belirten Hatimoğulları, “Yine bu süreçteki önemli evrelerden biri 50 senedir bu süreci yürüten PKK kendini feshetme kararı aldı. Akabinde de gerçekten tarihi önemi olan bu sürecin yani bu barış sürecinin garanti noktalarının başında gelen 11 Temmuz’daki silah yakma töreni biliyorsunuz Süleymaniye’de gerçekleşti. Yine en son atılan 26 Ekim’deki Kürt Özgürlük Hareketi’nin Türkiye’den çekilme kararı. Bütün bunları düşündüğümüzde aslında birinci evrede çok önemli kendi içinde basamaklar atlanmış, bu basamaklarda yol alınmış” diye ifade etti.
‘KOMİSYONUN OLUŞMASI ÇOK KIYMETLİ’
İktidar ve devletin süreçle ilgili attığı adımlara da değinen Hatimoğulları, “Komisyonun oluşması kesinlikle çok önemli, çok kıymetli. Komisyon şimdiye kadar çok önemli dinlemeler yaptı. Fakat atılması gereken daha somut adımlar var. Biz özellikle 26 Ekim’de örgütün Türkiye’den çekildiğini açıklamasıyla birlikte, artık ikinci ve çok önemli bir aşamaya geçildiğini düşünüyoruz. Bu süreçte toplumun başta Kürt halkı olmak üzere bütün toplumun çok önemli beklentisi var. Kalıcı bir barışın inşa edilmesi, bununla ilgili yasal düzenlemelerin gerçekleşmesi, hukuki düzenlemelerin gerçekleşmesi” dedi.
‘TÜRKİYE’NİN STRATEJİK YÖNELİMİ AÇISINDAN ÖNEMLİ’
Hatimoğulları, Kürt sorununun çözümünün Türkiye’nin stratejik yönelimi açısından büyük öneme sahip olduğunu belirtti: “Kürt sorununun çözümünün Türkiye’nin stratejik yönelimi açısından son derece önemli bir yerde durmaktadır. Kürt sorununu Türkiye çözerse bölgeye barışı taşır. Kürt sorununu çözmüş bir Türkiye’nin stratejik anlamda bölge barışına katkıları son derece somut, gerçekçi ve sahici olur. Kürt sorununu çözmüş bir Türkiye’nin uluslararası ilişkileri sosyal, siyasal, iktisadi açıdan, diplomatik açıdan Türkiye’yi, Türkiye toplumunu ve halklarını ilerleten bir yerde olur. Bu bakımdan bir kez daha diyoruz ki; ikinci aşamaya geçtiğimiz bu süreçte Kürt sorununu pansumanla değil, kalıcı barış ve demokrasiyle taçlandırmak lazım, çözmek lazım. Barış mutlaka bu ülkede tesis edilmeli. Fakat bizde yeterince bir güven oluşmuyor. Biz de diyoruz ki; bu sürece güven oluşturmak tek taraflı adımlarla olmaz. Bu sürece güven oluşturmak madem Kürt cenahı çok önemli somut adımlar attıysa, tarihi adımlar attıysa, benzer adımların iktidar ve devlet tarafından da atılması gerekiyor” dedi.
‘DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ SERBEST BIRAKILMALI’
Hatimoğulları, infazla ilgili düzenlemenin şart olduğunu aktardı: “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin biliyorsunuz çok önemli bir kararı var. Sevgili Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere Kobani Kumpas davasında tutuklu bulunan bütün arkadaşlarımızın serbest bırakılması gerekir. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf bir ülke olarak, AHİM kararını acilen hayata geçirmeli ve aslında sevgili Figen, sevgili Selahattin ve bütün Kobani Kumpas davasında tutuklu bulunan arkadaşlarımızın bir saat dahi içeride kalmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘KOMİSYON, ÖCALAN’I DA DİNLEMELİ’
Halkların Demokratik Kongresi Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, komisyonun hukuki zemin ve çerçeve konusunda çalıştığını belirtirken, “Neticede sürecin baş aktörü olarak onun düşüncelerinin, önerilerinin de bu komisyon tarafından alınması gerekiyor ve dünyanın her yerinde de bu çözümler bu şekilde olmuş. Bizde farklı bir yöntemle olmamalı. Bugüne kadar uzamasını eleştiri konusu yapıyoruz zaten. En azından gelecek haftadan itibaren yakın bir süreçte gitme konusunda bir öngörümüz var. Umarız, en kısa zamanda bu ziyaret de gerçekleşir ve ondan sonra yasal zemin konusunda gerekli adımlar atılır” dedi.
*Haberin görselleri AA tarafından servis edilmiştir.



