Olay Gazetesi Yazarı İhsan Aydın, dün Silivri merkezli Bursa’da etkisi yoğun olarak hissedilen depremi ele aldı…
Aydın, yazısında şu hususları vurguladı:
Dün büyük bir deprem daha yaşamış olup, bu durum hepimizi tedirgin etti. İstanbul’un Silivri ilçesinde meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, çevre illerle birlikte Bursa’da da kuvvetli bir biçimde hissedildi.
Neyse ki can ve mal kaybı yaşanmadı, bu da bizim için bir rahatlama sebebi oldu. Deprem, yerin yaklaşık 7 kilometre derinliğinde meydana gelmiş olmasına rağmen, yüzeye etkisi oldukça fazla oldu ve İstanbul’a yüzlerce kilometre mesafe olmasına rağmen hissedildi.
Bursa’da daha önce de küçük depremler gözlemlenmişti. Sabah saatlerinde Orhaneli Altıntaş merkezli bir sarsıntı kaydedildi. Daha önce Simav’daki deprem de Bursa’da hissedilmişti. Ardından artçı sarsıntılar da devam etti.
Yerkabuğunun sürekli bir hareket halinde olduğu gerçeğiyle yüz yüzeyiz. Bazen unuttursalar da, 6 büyüklüğünü aşan depremler günümüzde artış göstermeye başladı. Ülkemizde 7 ve üzerindeki depremlerin yıkıcı etkilerinin farkındayız. Silivri sarsıntısı, bu anlamda hepimizin içini acıttı. Ülke olarak bir gün bu acı gerçekle yeniden karşılaşma ihtimalimiz oldukça yüksek. 6 Şubat’ta yaşanan acının henüz sarılmadan, yeni bir yıkıcı deprem Türkiye’yi zor duruma sokacaktır.
Uzmanlar, yaklaşıdaki yıkıcı ve ağır sonuçları olabilecek Marmara depreminin yaklaşmakta olduğu konusunda hemfikir.
Bu konuda ülke olarak yapılacak çok şeyin olduğu unutulmamalıdır. Devletin yanı sıra, yurttaşlar olarak bizlerin de sorumlulukları var.
Devlet, hem önceden hem de depremler sonrası için gerekli önlemleri almaktadır. İllerin afet risklerini azaltmaya yönelik planlamalar yapılıyor. Her kurum, üzerindeki sorumlulukları yerine getirdiğinde, şehirlerimizi afetlere karşı daha güvenli hale getirecektir.
Afetlere karşı partiler üstü bir yaklaşım sergilenmeli ve bu konu, her hizmetin önceliği haline getirilmelidir.
Konutlarımızı sağlamlaştırmak, depreme dayanıklı hale getirmek zorundayız. Daha büyük ve konforlu evler yapmak yerine, güvenli ve deprem anında yaşayanları dışarıya taşıyacak yapılar inşa etmek için hızlı hareket etmeliyiz.
Dönüşümler gecikemez
Türkiye’nin şehirlerini depremlerden koruma çabalarının en önemli ayağını çürük yapılarımızın dönüşümü oluşturmaktadır.
Bu kapsamda, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın, 6 Şubat’ta büyük hasar gören 11 afet iline öncelik verdiğinin bilincindeyiz.
Ancak, Türkiye’nin diğer şehirlerinde yeniden yapılmayı bekleyen milyonlarca çürük yapının varlığı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu konularda bakanlık etkin çözümler geliştirmelidir. TOKİ dışında da dönüşüm teşvik edilmelidir.
Belediyeler ve bireyler tarafından yapılacak dönüşümlerde, bu süreç aynı zamanda desteklenmeli ve teşvik edici bir rol üstlenilmelidir.
Muhalefet belediye başkanlarının bazı kentsel dönüşüm projelerine Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı’ndan onay alamadıklarına dair eleştirileri dikkat çekmektedir.
Örneğin, CHP’li Osmangazi Belediyesi’nin Soğukkuyu’daki dönüşüm projesi iyi bir örnek teşkil edebilir.
Eğer böyle bir durum mevcutsa, onayı vermeyen bürokrat veya buna emir veren siyasetçi ciddi bir hata yapmaktadır.
Deprem gelmeden, bir tek yapıyı bile güçlendirmek veya sağlamlaştırmak için bakanlık önüne sunulan her projeye, belediye başkanlarının parti rozetlerine bakılmaksızın hızlı bir şekilde onay vermeleri gerekir.
Bursa özelinde, belediyelerin bakanlık onayını bekleyen projeleriyle ilgili eleştirilerin titizlikle ele alınması gerekmektedir.
Bakan Murat Kurum’un bu konuda gereken talimatları vereceğine inanıyoruz.
Ne Bursa’nın ne de depreme karşı hassas olan diğer illerimizin bu meselede kaybedecek zamanlarının olmadığına inanıyoruz.
Çünkü; hızlı hareket etmek, binalarımızı güvenli hale getirmekten başka bir seçeneğimiz bulunmamaktadır.
Olay Gazetesi Yazarı İhsan Aydın’ın yazısının tamamı için tıklayın…
