Türkiye’nin e-devlet sisteminde sahte diploma ve belge skandalı, kamuoyunun dikkatini çekmeye devam ediyor. Bir çetenin para karşılığı ürettiği lisans diplomaları, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) sistemine işlenerek e-Devlet’te görüntülenebilir hale geldi. Psikoloji, hukuk, inşaat mühendisliği ve eczacılık gibi kritik alanlarda sahte kayıtlar oluşturulması, bu belgelere sahip olan kişilerin kamu sınavlarına girip memur olabilme ihtimali taşıyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ve Ulaştırma Bakanlığı’nı sert sözlerle eleştirerek, “BTK Başkanı kendi e-imzasının bile kopyalanmasını fark etmemiş” ifadesini kullandı. Özçağdaş, hem BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu’nu hem de Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nu istifaya davet etti.
NE SORUMLULUK ALDI NE DE…
Yaşanan güvenlik zaafiyeti üzerine eleştiriler alan BTK’dan sorumlu Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, BTK’nın sorumluluğu olmadığını iddia etti. Sayan, konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:
“Açık konuşmak gerekirse burada BTK’nın teknik anlamda bir sorumluluğu yok. Çünkü BTK tarafından yetkilendirilen Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcıları’nın (ESHS) sistemleri, güvenli elektronik imza üretim süreçleri ve altyapıları en yüksek güvenlik standartlarında çalışıyor.”
Hürriyet’ten Ahmet Hakan’ın haberine göre, e-imza üretim süreçlerinin güvenlik standartlarının yüksekliğine dikkat çeken Sayan, “Olayların çıkış noktası teknik bir zaaf değil, kimlik doğrulama sürecinde kullanılan sahte belgeler” dedi.
BTK BAŞKANI’NIN E-İMZASI TAKLİT EDİLDİ AMA SAYAN’A GÖRE…
Sayan, sahte kimliklerin her detayıyla orijinal göründüğünü belirterek, sanki BTK Başkanı’nın e-imzası taklit edilmemiş gibi şu açıklamayı yaptı:
“Şimdi kendinizi yetkilendirilmiş bir firma gibi düşünün. Karşınıza bir kişi geliyor ve e-imza almak istediğini söylüyor. Siz de “kimliğinizi alabilir miyim?” diyorsunuz. Kimliğe bakıyoruz, her şey normal. Kimlik her şeyi ile hatta hologramına kadar orijinal görünüyor. Ne yaparsınız? Hele kimlikteki fotoğraf, başvuruyu yapan kişinin fotoğrafı ise. Bu durumda gerekli kontrolleri yapıyor ve işleme izin veriyorlar. Süreç bu şekilde ilerliyor.”
SAYAN: GÜVENLİK AÇIĞI YOK
Sayan, “Rahatlıkla güvenlik açığı yok” diyerek devam etti:
“Teknik olarak sistemin kırılması, e-imzanın kopyalanması ya da taklit edilmesi mümkün değil. Aslında şu konuya da açıklık getirmek istiyorum: 5070 sayılı yasaya uygun üretilmiş güvenli elektronik imza, zaten kriptografik olarak çok güçlü ve teknik müdahaleyle kopyalanması imkânsız. O yüzden burada bir yazılım veya donanım zafiyeti söz konusu değil.”
Güvenliğin sürekli güncellenen bir süreç olduğunu belirten Sayan, “Bu olaydan sonra üstüne koyduk” dedi. Ayrıca, “Zafiyet teknik altyapıda değil, yüz yüze kimlik doğrulama sürecinde ortaya çıktı” ifadesini kullanarak, 10 Ekim 2024’ten itibaren tamamen elektronik kimlik doğrulamaya geçileceğini, biyometrik veriler ve çipli kimlik kartlarıyla insan hatasının devre dışı bırakıldığını belirtti.
Dolandırıcılığın her zaman olasılık dahilinde olduğunu ifade eden Sayan, “Yeni düzenlemeler ve elektronik kimlik doğrulama ile risk en aza indirildi. Ancak hiçbir zaman ‘Artık kimse bir şey yapamaz’ diyemezsiniz” uyarısında bulundu.
Sayan, olay sonrası yüz yüze kimlik ibrazıyla başvuru alımının durdurulduğunu, sahte kimliklerle üretilen e-imzaların iptal edildiğini belirtti. 14 Ocak 2025’te alınan kurul kararıyla başvuru sahiplerine SMS ile bilgilendirme zorunluluğu getirildiğini, sertifikaların en az 6 saat sonra üretilebileceğini açıkladı.
