Muazzez Akkaya Giray’ın, yaklaşık bir yıl önce safra kesesi kanseri teşhisi konmuştu.
Bir süre tedavi gören Akkaya, İstanbul’daki evinde hayata gözlerini yumdu. 95 yaşında vefat eden edebi kişiliğin cenazesi, 9 Haziran Pazartesi günü Fenerbahçe Camisi’nde öğle namazı sonrası Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilecek.
Sezai Karakoç’un, Muazzez Akkaya için 1950’li yıllarda kaleme aldığı “Mona Roza” şiiri, edebiyat dünyasında imkansız bir aşkın sembolüydü.
Şiir, Karakoç’un üniversitedeki sınıf arkadaşı Muazzez Akkaya’ya duyduğu karşılıksız aşk üzerine yazıldı. Mezuniyet gecesinde, şiiri kalabalık bir ortamda okuyan Karakoç, büyük beğeni topladı. Akkaya, şiirin kendisine yazıldığını anlayarak duygularını ifade etmeye çalıştı fakat Karakoç, bu girişimi reddetti. Şiirin kıtalarının baş harfleri yan yana getirildiğinde ‘Muazzez Akkayam’ akrostişi ortaya çıkıyor. söz konusu eser, 1998’de yayımlandı ve aralarındaki ilişki uzun yıllar boyunca edebiyat çevrelerinde tartışmaya devam etti.
Muazzez Akkaya, üniversite yıllarında Cemal Süreya’nın da ilgisini çekmişti. Süreya’nın, sınıf arkadaşına yazdığı şiirleri cebine bırakması ve tahtaya yazdığı biliniyor. Rivayetlere göre, Karakoç ve Süreya arasında Akkaya’ya dair bir iddia gerçekleşti ve bu iddiayı kaybeden Cemal Süreya, soyadındaki ‘y’ harfinden vazgeçti. Akkaya, Süreya’nın hiçbir zaman doğrudan iletişim kurma çabası içerisinde olmadığını ancak bu iddianın çevresindekilerce doğrulandığını ifade etti. Her iki büyük şairin aynı kadına duyduğu aşk, edebiyat tarihinde nadir rastlanan bir hikaye haline geldi.



