Ramazan ayında sıkça tercih edilen lezzetlerden biri olan hurmanın tüketiminde, uzmanlar dikkat çekici uyarılarda bulunuyor. Özellikle şeker oranı düşük olan hurmalarda glikoz şurubu kullanımı konusunda bilinçlenme çağrıları yapılıyor.
“MAT RENK VE YAPIŞKANLIKTAN KAÇININ”
Ramazan süresince tüketilen hurmalarda glikoz şurubu konusunda farkındalık yaratmak isteyen Diyetisyen Volkan Çiçeklidağ, “Ramazanda tükettiğimiz hurmalarda bu sorunlarla karşılaşma ihtimalimiz var. Eğer bazı ipuçlarını dikkate alırsak, daha kaliteli ve sağlıklı hurmalara ulaşabiliriz. Glikoz şurubuyla işlenmiş hurmalarda üst yüzeyde parlaklık ve yapışkanlık mevcut. Bu nedenle hurma alırken renginin mat olmasına ve yapışkan olmamasına dikkat etmek, liflerinin parçalandığında kolayca ayrılabiliyor olması güvenli bir hurma tüketimimizi gösterir. Fiyatlar bu konuda ipuçları sunabilir; dokunulduğunda yapışkanlığı var mı, görünümü parlak mı yoksa mat mı, lifler ayrılıyor mu gibi hususları göz önünde bulundurmak gerekiyor. Glikoz şurubu yüksek kalori ve karbonhidrat içeren bir madde, bu yüzden tüketiminden kaçınılması önerilir. Orucu bir tane hurma ile açmak en iyi tercihtir. Tükettiğimiz gıdaların kalitesine yeterince dikkat etmiyoruz, besinlerin hazırlanma ve saklama koşullarını ihmal ediyoruz. Paketli ürünlerin üzerindeki etiketleri incelemiyoruz, yalnızca son kullanma tarihine bakmakla yetiniyoruz” ifadelerini kullandı.
“KANSEROJENİK ETKİLERİ VAR”
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Esra Şüheda Hatipoğlu, glikoz şurubunun sağlık üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, “Glikoz şurubu kan şekeri dengesizliğine yol açmakta, hipertansiyon ve kalp damar sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilmektedir. Ayrıca, dolaylı olarak kanserojenik etkiye sahip olma riski bulunuyor” dedi.
“NORMAL ŞEKTEN 4 KAT DAHA FAZLA KALORİ”
Glikoz şuruplu ürünlerin olumsuz etkilerini paylaşan Prof. Dr. Esra Şüheda Hatipoğlu, “Glikoz şurubu, besin üreticileri tarafından zaman zaman kullanılmakta, ancak kalori ve karbonhidrat içeriği normal şekerin neredeyse 4 katıdır. Bu durumda insülin seviyelerinde ani artışlar meydana geliyor. Ani ve aşırı insülin yüksekliklerinden kaçınılması gerekir. Uzun vadede insülin direnci gelişimine yol açabilir ve yağ üretimini de tetikleyebilir. İçeriğindeki glikoz, vücutta früktoza dönüşür. İnsülinin etkisinden bağımsız olarak da bu früktoz vücutta yağa dönüşmektedir. Bu durum, karaciğerde yağlanmayı artırarak obeziteye zemin hazırlar. Obezite, kanseri tetikleyen faktörler arasında yer alıyor, dolayısıyla glikoz şurubu dolaylı olarak da kanserojenik etkiye sahip olabiliyor. Ayrıca, glikoz şurubu kan şekeri dengesini bozmakta, hipertansiyonu ve kalp damardaki olumsuz etkileri artırmaktadır. Ramazan’da diyabetik hastaların doktorlarıyla iletişimde olmaları büyük önem taşımaktadır. Özellikle Tip-1 diyabet hastalarının oruç tutması kesinlikle tavsiye edilmez. Kan şekerini düşürme riski yüksek ilaçlar kullanan kişilerin de oruç tutmaları önerilmez” şeklinde konuştu.
“KALP VE DAMAR HASTALIKLARINA YOL AÇABİLİR”
Hurmada glikoz şurubu bulunmasının risklerine değinen Prof. Dr. Mutlu Niyazoğlu, “Glikoz şurubu yüksek miktarda şeker içeren bir gıda olduğundan, bu tür gıdalarla hızlı doyma hissi oluşabilir. Ancak, bu şeker yeterince kullanılmadığında sorun yaşanır. Özellikle früktoz zengin mısır şurubu formları daha tehlikeli çünkü bu tür yiyecekler doygunluk hissi oluşturmaz. Yüksek insülin seviyeleri, kişiyi yorgun hissettirir. Mide hastalıkları ve gastrit gibi rahatsızlıkları olan kişilerin iftar ve sahurda dikkatli olmaları gerekmektedir. Mide ve safra kesesi hastalığı olan bireylerin su tüketimine dikkat etmesi önemlidir. Früktoz içeren ürünlerde fiyat farkları sıkça görülmekte; bu da doygunluk hissini azaltmaktadır. Bu tür ürünlerin neden olduğu yağlanma ve insülin direnci, zamanla kilo almaya, yağlanmaya ve kalp damar hastalıklarına yol açabilir. Bu bağlamda, bu gıdalardan uzak durmak daha sağlıklı olacaktır. Hasta gruplarının ürünlerin içeriklerini dikkatli okuması ve sağlıklı doğal besinlerden tatlı ihtiyaçlarını karşılamaları önerilir” dedi.
“PAKETLİ HURMA ALMAK DAHA GÜVENLİ”
Ramazan’da su tüketiminin önemi hakkında bilgi veren Çiçeklidağ, “Sağlıklı bir bireyin günlük su tüketimi 2-2,5 litre arasında olmalıdır. Ramazan içerisinde tüketeceğimiz suyu akşam vaktinde almak gerekiyor. Hurma, lif içeriği ve kaliteli karbonhidrat kaynağı olması dolayısıyla beslenme programlarında önerilmektedir. Bir porsiyonda 4 adet hurma yemek bir sakınca yaratmaz; ancak hemen iftar sonrası 3-4 tane tüketmek, diğer gıdalarla bağ kurmamızı zorlaştırabilir. Paketli hurma almak, denetim süreçleri açısından daha güvenlidir ve üzerindeki etiketi okuyarak bilgi sahibi olabiliriz. Açık olan ürünlerde ise güvendiğimiz yerlerden almak önemlidir çünkü açık olarak satılan hurmaların kalitesiz olma riski bulunuyor” şeklinde görüş belirtti.
(İHA)
