Dr. Demiroğlu, polenlerin solunum yoluyla vücuda girmesinin ardından bağışıklık sisteminin histamin ürettiğini belirterek, bu durumun burun akıntısı, tıkanıklık, hapşırık, öksürük, gözlerde sulanma ve kaşıntı gibi rahatsız edici belirtilere yol açtığını ifade etti.
Dr. Demiroğlu, “Belirtiler yalnızca burun ve gözlerle sınırlı kalmaz; yorgunluk, halsizlik, sinirlilik, baş ağrısı ve dikkat dağınıklığı da görülebilir. İleri vakalarda ise astım ve bronşit gibi ciddi solunum yolu hastalıklarına dönüşebilir.” dedi.
HANGİ BİTKİLER DAHA ALERJEN?
Dr. Demiroğlu, bazı ağaçlar ve otların polen yoğunluğunu artırdığını vurgulayarak, “Daha alerjik olanlar: akçaağaç, sedir, kavak, meşe, çam, bazı çimler ve Timothy otu.” şeklinde bilgi verdi.
Ayrıca, daha az alerjik olan bitkileri de sıralayarak, “Daha az alerjik olanlar: elma, kaktüs, kiraz, yıldız çiçeği, papatya, sardunya, amber çiçeği, süsen, aslanağzı ve lale.” dedi. Vatandaşların, evlerinin etrafında alerjik olduğu bilinen ağaçları dikmekten kaçınmaları gerektiğini belirten Dr. Demiroğlu, mevcutsa bu bitkilerle olan temaslarının da sınırlandırılması gerektiğini ifade etti.
GÜNLÜK HAYATTA ALINACAK ÖNLEMLER
Dr. Demiroğlu, polenlerden korunmak için şu önerilerde bulundu:
- Polen yoğunluğunun arttığı sabah 05.00 – 10.00 ve akşam saatlerinde dışarı çıkmaktan kaçının.
- Maske ve güneş gözlüğü kullanın.
- Eve dönüşte mutlaka duş alın, kıyafetlerinizi değiştirin.
- Tüylü halı, battaniye ve evcil hayvan gibi polen tutabilecek unsurlardan uzak durun.
- Kapı ve pencereleri kapalı tutun, HEPA filtreli klima veya hava temizleyici kullanın.
- Giysilerinizi açık havada kurutmayın.
- Araç içinde camları kapalı tutun, polen filtresi olan araçları tercih edin.
- Mümkünse tatilleri polen yoğunluğunun az olduğu deniz kenarı bölgelerde planlayın.
“ALERJİYİ HAFİFE ALMAYIN”
Polen alerjisinin basit bir rahatsızlık olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirten Dr. Demiroğlu, “Alerjik hastalıklar, yaşam kalitesini düşüren ve önlem alınmazsa astım gibi ciddi sağlık sorunlarına dönüşebilen bir tablodur. Şikâyetler devam ederse mutlaka hekime başvurulmalıdır.” dedi.
(İHA)