CHP Genel Başkanı Özgür Özel, iktidarın terörle mücadeledeki tutumunu eleştirirken, İmralı sürecine ve CHP’li belediyelere yönelik “Kent Uzlaşısı” soruşturmalarına dikkat çekti.
Özel, İmralı Süreci’nde partisinin tutumunu şu şekilde ifade etti:
Göz Atın
- “Silahlar bırakılacaksa ve Türkiye birlikte barış içinde, güven içinde yaşanacak bir ülke olacaksa bu teröre giden paralar milletin kursağından geçecekse bu iyi bir şeydir.
- Biz buna destek olacağız diyoruz. Ve biz diyoruz ki bu meclis çatısı altında olduktan sonra en müspet katkıları sağlayacağız.
- Neden Kürtün, Türk’ün anası ağlasın? Neden sıvasız briket evlere koca koca Türk bayrakları asalım? Camı olmayan, naylondan penceresi kapanmış evlere şehit ateşi düşsün kardeşim, düşmesin.
- Ben çok şehit cenazesine gittim. Çok şehit cenazesine gittim. Anası babası vatan sağ olsun diyor. Arkandayız diyoruz.
- Bir beş sene sonra git bakalım o şehidin evinde, o ateş düşmüş şehidin evinde ne olmuş? Ne olmuş? Kardeşine bir tane iş veriyoruz. Anası bayılınca bir tane devletimiz iğne yapıyor. Beş sene sonra git bakalım o evde. Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar oluyor. O yüzden, o yüzden bu terörün kökünün kazınması lazım.
- Terörün tamamen terörden kurtulması lazım. Güçlü bir demokrasi inşa edilmesi lazım. Burada da meclisin etkili rol oynaması lazım. Bizim Erdoğan’ın abiliğine, patronajına da ihtiyacımız yok.
- Biz milleti seçtiği milletvekilleriyiz. Üzerimize düşen görevi yaparız.”
Özel, terörün sona ermesi için CHP’ye yönelik açılan Kent Uzlaşısı soruşturmasına da tepki gösterdi.
“ÖCALAN’LA YURT UZLAŞISI YAPTILAR”
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in yerine kayyum atanmasına sebep olan soruşturmanın ardından tahliye aldığına dikkat çeken Özel:
- “Ama şu gerçeği görmeden olmaz. Bir yandan Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir tanesi dün kendi davasından tutuksuz yargılanma kararı çıktı. Ahmet Özer’in, Ahmet Özer dahil 12 arkadaşımız bizim kent uzlaşısı suçlamasıyla hapishanelerde tutuyor.
- Neymiş kent uzlaşısı? 20 tane, 30 tane belediye meclis üyesi içine bir tane Dem’li konmuş, eski Dem’li ya da Demlilerden oy alabilecek bir kanaat önderi. Kürtler oy vermişler ve belediye seçiminde o kişi olmuş.
- Savcı şöyle yazıyor. “Belediyeyi kazanamayacakları halde Kürtleri belediye meclis listelerine yazarak onlara batıda belediyelerde söz hakkı tanıma suçu.”
- Bunu suç diye tanımladılar Kent uzlaşısını. 12 arkadaşımız içeride şimdi bizim.
- Onlar yurt uzlaşısı yaptılar Abdullah Öcalan’la ve bizimkiler hapiste durmaya devam edecek.
- O da ben “Dem ile ittifak oldum, seçim kazanacağım” diye kendi kitlesinin içini rahat tutacak. Nerede bu yoğurdun bolluğu? Nerede bu yoğurdun bolluğu?”
“ONDAN SONRA BU SÜRECE MÜSPET KATKI YAPILACAK”
Özel, İmralı Süreci’nin sağlıklı işlemesi için belediyelere atanan kayyumların geri çekilmesi gerektiğini vurguladı:
- “Sen ilk önce kent uzlaşısı dediğin sadece belediye meclislerine koyduğun, belediye meclislerine yer alan arkadaşları, Dem’li vatandaşları dışarı çıkaracaksın. Geçmişte Dem üyesi olmuş kişileri ya da hiç olmamış kişileri sırf Kürt diye içeride tuttuğun kişileri dışarı çıkaracaksın. O belediyeye kayyum atadın, Şişli Belediyesine mesela. Bir kişi var, bir kişi. Esenyurt Belediyesine kayyum atadın. Ya da kayyum atadığın Demli belediyeleri geri vereceksin. Ondan sonra bu sürecin sağlıklı yürümesine müspet katkı yapılacak.”
“TUTARSIZLIĞIN KODU MU OLUR?”
Özel, Erdoğan‘ın söylemlerinin zaman içerisinde çelişkiler taşıdığını vurguladı ve Erdoğan’ın açıklamalarının analiz edilmesinin gerekliliğini eleştirdi:
- “Ama akıl yok, fikir yok. Ya böyle bir şey olur mu? Nasıl bir memleket burası? Tayyip Erdoğan söylediğinde Allah kelamı gibi her türlü çelişkiye eyvallah. Her türlü tutarsızlığa eyvallah. Her türlü yalana sessizlik. Hafta sonu açılışta bir saat, kapanışta bir saat dünya kadar tutarsızlık.
- Erdoğan’ın konuşmasının kodları ne? Saatlerce buna. Ne kodu ya? Ne kodu? İlkesizliğin kodu mu olur? Tutarsızlığın kodu mu olur?
- O yüzden yani böyle kusura bakmayın. Böyle Erdoğan muteber siyasetçi, ağzından çıkan kelam çok kıymetli sözler, üzerinde oturalım, konuşalım. Erdoğan belli bir yaşa gelmiş, muhakeme yeteneğini kaybetmiş, yönetme yeteneğini kaybetmiş, hırsından gözü dönmüş, muhaliflerini hapse atacak kadar şuurunu kaybetmiş, demokrasiden nasibini almamış birine dönüşmüş durumdadır yani o.
- Ondan böyle Erdoğan’ın o sözünü, bu sözünü çok kıymetlendirerek tartışmanın hiçbir manası yok.”
