CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin 30 Haziran’da görülecek kurultay iptal davası öncesindeki değerlendirmesinde, bir asliye hukuk mahkemesinin herhangi bir kurultayı iptal etmesi durumunda, ülkedeki hiçbir siyasi partinin, derneğin veya meslek örgütünün seçim sonuçlarının kesinleşmeyeceğini vurguladı. Özel, “Bir olumsuz sonuç çıkarmayacağına eminim. Maksat sonuç almakta değil. Maksat süreçte partiyi tartıştırmak. Üzüldüğüm nokta; bu oyuna gelip partiyi tartışanlar var, partiyi tartıştıranlar var. Bu sonuç odaklı değil, süreç odaklıdır. Oyuna gelmeyelim, önümüze bakalım. CHP iktidara yürüyor. Birlik, beraberlik içinde iktidara yürümeye devam edelim. Bizim ötekimiz yok, bizim eskimiz yok. Bizim kenarda bıraktığımız, geride bıraktığımız kimse yok. Bugüne kadar saygıda kimseye kusur etmedik, bundan sonra da etmeyiz. Herkesin hep birlikte doğruları yapma zamanıdır” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nin (SPD) kongresine katılmak üzere geldiği Berlin’de ANKA Haber Ajansı’nın sorularını yanıtladı. Özel, yurt dışı temaslarını şu şekilde değerlendirdi:
“Önce Brüksel’deydik ve Avrupa’daki Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerdeki sol-sosyal demokrat partilerin liderleriyle toplantıya katıldık. Çok verimli bir toplantıydı. Hem bölgemizdeki gelişmeler, hem dünyadaki gelişmeleri hem de Türkiye’deki gelişmeleri uzun uzun konuştuk. Ardından Berlin’e geldik. Kardeş partimiz Alman Sosyal Demokrat Parti’nin -Almanya’daki deyimle- parti gününe; kurultayına katıldık biz bugün. Dün kurultayı selamlaştık. Bugün de kurultayda bir açılış konuşması yapmam istenmişti. O konuşmayı gerçekleştirdim. Bugün Almanya’da sosyal demokratlar, seçimden büyük bir başarıyla çıkmadılar ama devamındaki müzakerelerde çok kritik bakanlıkları aldılar. Maliye bakanlığının, savunma bakanlığının sosyal demokratlarda olduğu bir süreçte; Avrupa’nın güvenlik kaygıları ve Türkiye ile bu konuda kurmak istedikleri ilişki açısından son derece kritik bir pozisyonda. Almanya’nın AB’de çok önemli bir ağırlığı var. Sosyal demokratların da hem maliye hem de savunma bakanlığını elinde bulunduran bu yeni koalisyon hükümetinde önemli bir ağırlıkları var. O açıdan çok kıymetli temaslarımız oldu.”
“ERDOĞAN ESKİ KONFORUNU ARAMASIN”
Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dördüncü Tarım Ekosistemi Buluşması”nda yaptığı açıklamalara yanıt verdi. Özel, şunları söyledi:
“Hiç Erdoğan o eski konforunu aramasın. Öyle bir şey yok. O bize diyecek ki ‘Türkiye’yi dışarıya şikayet ediyor.’ Biz de ‘Aman yapmıyoruz, etmiyoruz…’ Ben şunu söyledim: ‘Sen bir ülkede darbeye kalkışırsan bu yaptığın iş bütün dünyanın konusudur, ilgi alanındadır, uluslararası toplum buna tepki gösterir.’ 19 Mart, dört başı mamur bir sivil darbe girişimidir. Türkiye’yi yöneten iktidara değil; gelecekte yönetecek olan iktidara, gelecekteki cumhurbaşkanına, cumhurbaşkanı adayımıza ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanına, İstanbul’un seçilmiş belediye başkanını seçenlerin iradesine yapılan bir darbe girişimidir.”
“İlk gün dedim; ‘Bunu bütün dünyaya anlatacağım’ diye. Anlatmaya devam ediyorum. Beyefendinin zoruna gidiyor. Eskiden ‘dostum’ dedikleriyle şimdi bir masada oturup eskiden Türkiye’ye ‘Benim bunlarla ilişkim çok iyi. Onlar benden vazgeçmez. Türkiye eşittir Erdoğan’ diye benimsetmeye çalıştıklarıyla CHP, ‘Erdoğan Türkiye değildir. Hatta Türkiye’nin geleceğinde artık Erdoğan yoktur. Gitmesi an meselesidir. Sandıktan kaçmaktadır ve Türkiye’de artık Erdoğan ikinci partidir. Gelecekte olsa olsa muhalefet partisidir. Becerebilirse ana muhalefet partisidir.’ Bu gerçekle yüzleşiyor.”
“SPD BUGÜN BİR ÖNERGEYLE İMAMOĞLU’NA DESTEK VERDİ”
Dünyada eskiden hikayeyi anlatıp inandırdıkları, yanına aldıkları şimdi karşısında. Çünkü bütün her yerde cesaretle, hem de hiç öyle komplekse falan girmeden CHP’nin hem Türkiye’nin partisi hem bir dünya partisi olmanın bilincinde bir anlayışla; yaptığı darbeyi, onun korkaklığını, onun hukuk tanımazlığını, hukuku ele geçirmesini bütün dünyaya anlatıyoruz. Bugün sosyal demokratların kongresinde de Türkiye’de yaşanan bütün süreci anlattık. Ve bugün iktidar ortağı, iktidarda en kritik bakanlıkları elinde bulunduran SPD, ortaya koyduğu bir önergeyi oybirliğiyle kabul ederek İmamoğlu’na destek verdi, İmamoğlu’na yapılanları kınadı. Bu da Erdoğan’a dert olsun.”
“TÜRKİYE’NİN BİRLİĞİNİ BOZAN SENSİN”
“O yüzden efendim yok öyle ‘Bir şey demedik, etmedik’ değil; diyeceğimi söyledim: Japonya’nın trende basılan gazetesine de İngiltere’nin The Guardian’ına da Almanya’daki bütün saygın kuruluşlara da dünyanın neresinden bir basın gelirse Erdoğan’ın yaptıklarını anlatıyorum. Bu yaptığımızla da son derece gurur duyuyorum ve doğrusunu yapıyorum. Asla şöyle bir şey isteyemezsin: Bir baba evde kadına şiddet yapacak, çocuğa şiddet yapacak, her türlü haksızlığı yapacak; ‘Aman kol kırılır yen içinde kalır. Aman çıkıp da dışarıda bir şey söylemeyelim.’ Ailenin huzurunu bozan sensin. Türkiye’nin birliğini bozan sensin. İç cepheyi perişan eden, dağıtan sensin. Bunu sağlamak için üzerimize düşen bütün görevi yerine getirmeye devam edeceğiz.”
“YOKLUĞUMDAN İSTİFADE ÖYLE ‘AHTAPOT’, ‘TURPUN BÜYÜĞÜ’ DEYİP KAÇMA. GÖRECEĞİZ AHTAPOT KİMMİŞ”
“Ahtapota gelince… Bu ‘ahtapot’ dedi, ben ona ahtapotu gösterdim. 17-25 Aralık’ı, TÜRGEV’i, rüşvet zincirlerini; hepsini gördük. Nasıl Yunus Emre Vakfı’nı rezil ettiğini, hatta ve hatta ahtapotun bir kolundan ne çıktı? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na boğazda verilen villa, dünya kadar pahalı yapılan yatırımlar, villaya sırf bu Cumhuriyet Başsavcısı istiyor diye konulan havuzlar… Her taraftan bir şey çıkıyor, bunları söyledim. Turpun büyüğü konusunda da turpun büyüğünü onu gösterdim.”
“Sustu, pustu. ‘Ahtapot’ diyemiyor, ‘Turpun büyüğü’ diyemiyor. Bu konuya dikkat çekilince aman hazır Özgür Özel de yokken benim yurt dışında olmamdan istifade, bugün bir cümlede hızlı hızlı ‘turp’, ‘küçüğü’, ‘büyüğü’, ‘ahtapot’ demiş, çekilmiş. Ne oldu Erdoğan? Hani biz birbirimizin yüzüne bakamayacaktık? Hani turpun büyüğü heybedeydi, yakında çıkacaktı? Ahtapotun kollarına ne oldu? Ahtapotun kollarından AK Parti’nin yolsuzlukları, AK Parti’nin bu ülkeye yaptıkları çıktı. O yüzden yakında dönüyorum ve benim yokluğumdan istifade öyle ‘ahtapot’, ‘turpun büyüğü’ deyip kaçma. Karşındayım, göreceğiz bakalım ahtapot kimmiş, turpun büyüğü kimdeymiş.”
“ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ, BİR KURULTAYI İPTAL ETMEYE KALKARSA HİÇBİR SİYASİ PARTİNİN SEÇİMİN SONUCU KESİNLEŞEMEZ”
Özgür Özel, “Partinizin pazartesi günü 38’inci Olağan Kurultayı’na yönelik iptal davası görülecek. Kurultay iptal davası açıldığından bu yana hukukçular ‘Tek yetkili YSK’ diyordu. Bugün de AKP’nin YSK temsilcisi Recep Özel kurultay davasına ilişkin yaptığı açıklamada, ‘YSK’nın verdiği kararı asliye ceza mahkemesi ya da ağır ceza mahkemesi bozamaz’ dedi. İlk kez iktidar kanadından böyle bir değerlendirme geldi. Neler söylersiniz” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Şimdi açıkça yazıyor; ‘Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararları kesindir’ diyor. Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bile götüremiyorsun YSK kararlarını. Burada Sayın Recep Öz’in söylediği de ne yazıyorsa onu okumuş ve doğrusu da bu şunu biliyorlar: Yarın bir asliye hukuk mahkemesi, bir kurultayı iptal etmeye kalkarsa bu ülkede hiçbir siyasi partinin, hiçbir derneğin, hiçbir meslek örgütünün yaptığı seçimin sonucu kesinleşemez ta ki birisi gidip asliye hukuk mahkemesine başvurana kadar. YSK‘nın temyiz merci asliye hukuk mahkemesi olabilir mi?”
“BİRLİK, BERABERLİK İÇİNDE İKTİDARA YÜRÜMEYE DEVAM EDELİM”
O yüzden ben asliye hukuk mahkemesi… Tabii başvurmuşlar, hakim ne yapsın, prosedürleri tamamlıyor. İlk günden beri söyledim, bu davanın ret olacağını. Bir olumsuz sonuç çıkarmayacağına eminim zaten. Maksat sonuç almakta değil. Maksat süreçte partiyi tartıştırmak. Üzüldüğüm nokta; bu oyuna gelip partiyi tartışanlar var, partiyi tartıştıranlar var. Bu yüzden diyorum ki bu sonuç odaklı değil, süreç odaklıdır. Oyuna gelmeyelim, önümüze bakalım. CHP iktidara yürüyor. Birlik, beraberlik içinde iktidara yürümeye devam edelim. Bizim ötekimiz yok, bizim eskimiz yok. Bizim kenarda bıraktığımız, geride bıraktığımız kimse yok. Bugüne kadar saygıda kimseye kusur etmedik, bundan sonra da etmeyiz. Herkesin hep birlikte doğruları yapma zamanıdır.”