Ülkemizde ve dünya genelinde son dönemlerde hızla artış gösteren kanser türleri arasında 5’inci sırada bulunan mide kanseri, etkin bir tarama yönteminin olmaması nedeniyle genellikle ileri evrelerde teşhis edilmekte. Bu durum hastalığın tedavi sürecini zorlaştırmakta ve yaşam kaybı riskini artırmaktadır. Ülkemizde en fazla ölümle sonuçlanan 3’üncü kanser türü olan mide kanserinin artan sıklığına dikkat çekmek, hastalığa karşı daha etkili bir mücadele planı oluşturmak ve güncellenen tedavi yaklaşımlarını tartışmak amacıyla, Acıbadem Üniversitesi Gastrointestinal Onkoloji Ünitesi tarafından 28 Şubat-1 Mart 2025 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan “Gastroözofageal Bileşke Kanserinde Güncel Yaklaşımlar: Multidisipliner Perspektifler ile Tedavi ve Gelecek Vizyonu Sempozyumu”na 12 ülkeden 200’ü aşkın uzman katılacak.
Sempozyum Düzenleme Komitesi Üyesi ve Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erman Aytaç, 2024 yılında mide kanseriyle ilgili elde edilen önemli bilimsel verilerin, tedavi yaklaşımlarının tekrar gözden geçirilmesi için bir ihtiyaç doğurduğunu vurgulayarak, düzenledikleri toplantıyla hem bilim dünyasına hem de toplumsal sağlığa katkıda bulunmayı hedeflediklerini ifade etti.
KOLOREKTRAL KANSERLERE GÖRE DAHA AZ GÖRÜLÜYOR AMA!..
Mide kanserinin kolorektal (bağırsak) kanserlerine oranla daha az görülse de, etkin bir tarama yönteminin yokluğu nedeniyle genellikle ileri aşamalarda tespit ediliyor ve ölümcüllük riski artıyor. Prof. Dr. Erman Aytaç, mide kanserindeki cerrahi ve onkolojik tedavi alanında son yıllarda yaşanan önemli gelişmelerin, bu alana daha fazla dikkat çekmenin gerekliliğini ortaya koyduğunu belirtti. 2024 yılında rektum kanseri üzerine yapılan önemli çalışmaların ardından, bu sempozyumda uzmanların katılımıyla mide kanseri tedavisinde güncel yaklaşımların ele alındığını vurguladı. Özellikle kemoterapi, radyoterapi, immünoterapi ve cerrahi tedaviler bağlamında, erken evre ve metastatik mide kanserine dair en yeni yöntemler tartışıldı. Ayrıca vaka bazlı sunumlarla tartışmalı konular ele alınarak ortak görüşler oluşturulmaya çalışıldı.
TEDAVİDE ÇOK ÖNEMLİ GELİŞMELER YAŞANIYOR
Prof. Dr. Erman Aytaç, mide kanserinin tedavisinde son yıllarda kaydedilen önemli gelişmelerden söz ederek, özellikle cerrahi ve ilaç tedavilerinin yanı sıra immünoterapi ve radyoterapi alanlarında daha etkili ve konforlu yöntemlerin kullanılmaya başladığını aktardı. Mide kanseri cerrahisinde minimal invaziv yöntemlerin seçildiğini ifade eden Prof. Dr. Aytaç, robotik cerrahinin açık ameliyatlara göre daha hızlı bir iyileşme süreci sunduğunu belirtti. Büyük kesiler yapmadan yapılan operasyonların rutine girdiğini, erken evre mide kanserlerinde endoskopik yöntemlerin kullanılarak hem tanı konulabileceğini hem de tedavi edilebileceğini dile getirdi.
“İMMÜNOTERAPİ, CERRAHİ KADAR ETKİLİ OLABİLİYOR”
Mide kanseri tedavisinde bir diğer önemli gelişmenin ilaç tedavisi olduğunu belirten Prof. Dr. Erman Aytaç, bazı genetik özelliklere sahip mide kanseri vakalarında immünoterapinin kemoterapiden daha etkili hale geldiğini ifade etti. İmmünoterapinin, bağışıklık sistemini harekete geçirerek tümör tedavisini daha az yan etkiyle gerçekleştirmeye vesile olduğunu aktaran Aytaç, cerrahi tedavi şu an için en etkili yöntem olsa da, immünoterapinin bazı hastalarda benzer oranda iyileşme sunduğunu bildirdi. Ancak bu yöntemin still deneysel bir yaklaşım olarak değerlendirildiğini hatırlattı.
RADYOTERAPİ KULLANIMI YENİDEN DEĞERLENDİRİLİYOR
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Aytaç, mide ve yemek borusunun birleşim yerindeki kanserlerin tedavisinde de yeni yaklaşımların gündeme geldiğini aktardı. Daha önce bu hastalarda kemoterapi ve radyoterapinin birlikte kullanıldığını, ancak yeni bulguların radyoterapi olmadan güçlü bir kemoterapinin benzer sonuçlar verdiğini ortaya koyduğunu kaydetti. Böylelikle hastaların radyoterapinin olumsuz etkilerine maruz kalmadan etkili tedavi seçeneklerine ulaşabileceğini belirten Aytaç, bazı hasta gruplarında radyoterapinin gerekliliğinin henüz net olmadığını vurguladı.
ERKEN TEŞHİS VE GENETİK TESTLER HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
Mide kanseri tedavisindeki yeniliklerin yaşam beklentisini artırma potansiyeline sahip olduğu, ancak erken teşhisin en önemli etken olduğunu belirten Prof. Dr. Erman Aytaç, ülkemizde mide kanseri için tarama programlarının eksik olduğunu dile getirerek bunun acilen hayata geçirilmesi gerektiğini savundu. Ayrıca genetik yatkınlığın, mide kanseri ortaya çıkmadan önce belirlenebileceğini, bu nedenle 40 yaş altındayken mide kanseri tanısı alan bireylerin aile bireylerinin mutlaka genetik testlerden geçmesi gerektiğini ifade etti.
“BİLİMSEL ÇALIŞMALAR ÇOK HIZLI İLERLİYOR”
Avrupa Medikal Onkoloji Derneği’nin (ESMO) Sindirim Sistemi Kanserleri Araştırma Başkanı olan Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Sara De Dosso, Türk meslektaşlarıyla bir arada olmanın büyük mutluluk verdiğini ve gastrointestinal tümörlerin tedavisindeki gelişmeleri tartışmanın önemine değindi. Mide kanserinde çığır açan gelişmelerden biri olarak immünoterapi yönteminin ön plana çıktığını belirtti. Ayrıca, erken evre hastalara da immünoterapinin uygulanması için önemli çalışmalar yürütüldüğünü vurgulayarak, bu yaklaşımın amaçlarının kanseri erken evrede yok etmek ve hastaları iyileştirmek olduğunu ifade etti.
İmmünoterapinin bazı hastalarda tek başına kullanılabileceği, bazı hastalarda ise diğer tedavi yöntemleriyle birlikte uygulanabileceğinin altını çizen Prof. Dr. Sara De Dosso, hastaların yaşam kalitesini artırmayı ve tamamen iyileşmelerini sağlamayı amaçladıklarını belirtti. Bilimsel çalışmaların hızlı ilerlediği ve geleceğin özellikle medikal onkologlar ve ilaç tedavileri açısından parlak göründüğünü sözlerine ekledi.