Irak’ın kuzeyinde bir mağarada arama tarama yapan 19 askerden 12’si metan gazından etkilenerek şehit oldu.
Milli Savunma Bakanlığı, 7 Temmuz 2025 tarihli açıklamasında, “6 Temmuz 2025 tarihinde, Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde 852 Rakımlı Tepe’de bölücü terör örgütü mensupları tarafından kullanılan bir mağarada icra edilen arama tarama faaliyetinde, metan gazından etkilenen dört kahraman silah arkadaşımız daha şehit olmuş, şehit olan personel sayısı on ikiye yükselmiştir.” ifadesine yer verdi.
Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler ise TSK komuta kademesiyle birlikte incelemelerde bulunmak ve şehitlerin uğurlama törenlerine katılmak üzere bölgeye gitti. Bakan Güler, “Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır, etkilenenlere de acil şifalar dileriz.” şeklinde açıklama yaptı.
Askerler neden zehirlendi? Metan gazı mağarada nasıl oluştu?
Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, X hesabı üzerinden metan gazının nasıl oluştuğu ve askerlerin yaşadığı trajediyi paylaştı. “Başımız sağ olsun tekrar,” diyerek sözlerine başlayan Ağar, “Zap doğusu Avaşin-852 rakımlı tepedeki Hastane Mağarasında şehitlerimizi nasıl verdik? Pek çok spekülasyon, muhakeme hatası ve komplo yaklaşımı var. Anladığım kadarıyla olay şöyle gelişti: Şehit Üsteğmenimizin kayıp naaşı, şehit olduğundan beri aranıyordu. Naaşın o meşhur Hastane Mağarasında gizlendiği/gömüldüğüne dair bir duyum/istihbarat alındı.” açıklamalarında bulundu.
Ağar, devamında Zap’ın doğusu, Avaşin bölgesindeki 852 rakımlı tepeye teröristlerce inşa edilmiş Hastane Mağarası’nın mühürlendiğini belirtti. Mağaranın hem içeriden hem dışarıdan müdahalelerle kapatıldığını ve teröristler tarafından bir daha kullanılmasının engellendiğini vurguladı. “Doğal olarak içinde kalanlarla birlikte,” dedi.
“Bildiğiniz gibi, teröristler bir mağaraya birkaç yıllık gıda, su, akaryakıt, ilaç, barınma, ısınma malzemesi, silah ve mühimmat stokluyor. Mehmetçik silah ve mühimmatı alıyor, geriye kalanı yerinde imha ediyor. Şimdi siz bu imhaya hayvansal artıkları da dahil edin,” ifadelerini kullandı.
Ağar, “Oksijensiz (anaerobik) ortamlarda (mühürlenmiş mağaralarda örneğin) yaşayan metanojenik bakteriler, organik maddeleri parçalayarak metan gazı üretiyor. Bu süreç temelde yeraltındaki bataklık alanlarda, mağaralarda ya da kömür yataklarında gerçekleşiyor. Özellikle çürüyen bitki ve hayvan kalıntılarının bulunduğu nemli, havasız mağaralarda metan oluşuyor,” dedi.
Askerler metan gazından nasıl zehirlendi?
Ağar, askerlerin metan gazından nasıl zehirlendiğine dair açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bizim sonu acı dolu görevimizde, işte, ilk defa karşılaşacağımız bu metanik ortamda başlıyor. Şehit düşen istihbarat üsteğmenimiz başta, görevli müfreze (ağırlıklı istihkamcılar) mağarayı açarak, mağaranın derinliklerinde çalışmaya başlıyor. Ama metan sinsi, renksiz, kokusuz, emaresiz. Metan gazı mağarada neden tehlikelidir? Kapalı alan: Havalandırma yok. Metan, özellikle Hastane Mağarası gibi derin mağaralarda birikir. Oksijen azalır → hipoksi gelişir → bilinç kaybı ve ölüm olabilir.” dedi.
“Metan’ın belirtileri şunlar: 1. Baş dönmesi, 2. Sersemleşme, 3. Bilinç kaybı, 4. Nefes darlığı, 5. Boğulma, 6. Ve şehadet. Üzülerek söylemek zorundayım. Kavrayabildiğim kadarıyla büyük olasılıkla mağaranın içinde bunlar yaşandı. Ve sonrası ölümcül bir kurtarma çabası. Yine ölümü göze alarak, bir bilinmezin ve karanlığın içinde, çaresizce acı içinde.” olarak devam eden Ağar, “Kahramanlık, fedakarlık, acı ve ölüm iç içe…” ifadelerini kullandı.
Ağar, etkilenen asker sayısının fazla olmasının nedenini de açıklayarak, “Hangi ülkenin askeri sonunu düşünmeden, içerde ne olduğuna, ölümün sinsi tehlikesine bakmadan tekrar içeri girer? İçerde silah arkadaşları fenalaşan dışarıdaki Türk askeri, nasıl şehit üsteğmenimizin naaşını geride bırakmayacak ise Hastane Mağarasında fenalaşan, havasız kalan silah arkadaşlarını orada, yalnız bırakmadı ve etkilenen asker sayısında artış oldu…” dile getirdi.
Son olarak Ağar, “Bugün televizyonlar olayı hep metan zehirlenmesi olarak anlattılar. Tamamen yanlıştı. Metan zehirlemez. Metan doğrudan toksik (zehirleyici) ya da kimyasal (silah) kapsamında değildir. Metan boğucu gazdır. Yüksek konsantrasyonda oksijenin yerini alarak boğulmaya neden olur. Ama patlarsa da yakar, yanmanın kimyasal etkileri ortaya çıkar. Yüzde 5–15 arası metan–hava karışımı patlayıcıdır. Patlama olursa insanlar yanabilir, göçük olabilir, ölümcül sonuç doğurur. Olayın vuku bulduğu Hastane Mağarasında ise patlama verisi yok. Yani bu olasılık ortadan kalkıyor. Geriye de; ‘Metan’ın Nefessiz Bırakma’ özelliği kalıyor. Bugün bütün gün yaptığım çalışmalardan ve yapmaya çalıştığım empatiden (eksiğiyle-fazlasıyla) çıkardığım sonuçlar bunlardır. Tekrar başımız sağ, Mehmetçiklerimiz ruhları şad, mekanları cennet olsun.” şeklinde sözlerini tamamladı.
