Kısa Dalga internet haber sitesi yazarı Mehmet Çetingüleç, bugünkü ”Bayramlık itiraf: Van Gölü canavarının mucidi benim” başlıklı yazısıyla dikkatleri üzerine çekti.
Yıllar sonra gelen itiraf herkesi şoke etti. Türkiye’de 1993 yılından bugüne kadar bir Van Gölü canavarı efsanesi konuşuluyor. Bazı kişilerin gördüğünü iddia ettiği ‘Van Gölü canavarı’ efsanesiyle ilgili itiraf gazeteci Mehmet Çetingüleç’ten geldi.
40 yıldır gazetecilik yapan Mehmet Çetingüleç’in çok konuşulacak yazısı şöyle:
“Size bir itirafta bulunacağım. 40 yılı aşkın meslek hayatı boyunca doğru habercilik yapmaya özen gösteren bir gazeteciyim. Ama… Ben de “asparagas” haber yaptım!
Yıl 1993. Van Gölü’nde su seviyesi aniden yükselmeye başladı. 1994 ve 1995’te de yükseliş devam etti. Bölgedeki panik Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kadar yansıdı. Refah Partisi Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen ve 9 arkadaşı olayın araştırılması için bir önerge verdi. Meclis önergeyi kabul etti ve kurulan araştırma komisyonunun başkanlığına Zeki Ergezen seçildi.
Rahmetli Ergezen esprili, samimi, gazetecilerle sosyal ilişkileri kuvvetli bir siyasetçiydi. Başkan seçildikten sonra yanına gittim. Aramızda “tarihi” bir sohbet geçti…
Söze bir gerekçe oluşturarak başladım: “Zeki Bey, İskoçya’da Loch Ness gölü var. Yaklaşık 1000 yıldır o gölde bir canavar yaşadığı varsayılır. Canavarla ilgili birçok öykü dilden dile dolaşır. İşte o efsane nedeniyle yüzyıllardır Loch Ness gölüne dünyanın her yanından turistler akın eder….”
“Eee” dedi. Sonra baklayı ağzımdan çıkardım: “Şimdi siz Van Gölündeki su seviyesinin artışını araştıracağız, derseniz, bu hiçbir yerde haber olmaz. Ama… Eğer Van Gölü canavarını araştıracağız, derseniz o zaman haber her yerde yayınlanır. Hatta dış basında bile yer alır. Böylece Van’a yerli yabancı turist akını olur. Siz hem şehrin ekonomisine katkıda bulunursunuz, hem de bu haberle birlikte göldeki su seviyesinin yükseliş nedenlerine ilişkin bilgi verip hedefinize ulaşırsınız.”
Önce kahkaha attı. Biraz düşündükten sonra aklına yattı. “Valla doğru söylüyorsun. Yapalım bunu…”
O dönem SABAH’ın parlamento muhabiriydim. YENİ YÜZYIL diye bir gazetemiz daha vardı. Haberi yazdım. İki gazetede birden “yayınlandı” diyemeyeceğim adeta “patladı”. Çünkü… Haber yayınlandığı gün bütün gazeteler ve televizyonlar Zeki Ergezen’in kapısına dayandı. Günlerce televizyonlarda Van Gölü canavarı haberleri “görüntülü” olarak verildi. GÖRÜNTÜLÜ!!!
Aynen öyle. Canavarın görüntüsünü çekmek için televizyoncular tekne kiralayıp Van Gölünde dolaşmaya başlamıştı. Bir kanal “ana haberlere” saatler kala “canavarı görüntüledik” anonsu geçmeye başladı. Hakikaten de görüntülemişlerdi. Ama yüzen canavar değil, kara bir camızdı!…
Camız kafasını göle daldırıp çıkardıkça kameramanlar heyecanla çekim yapıp merkeze ulaştırmışlardı. Ben ve Zeki Ergezen olup bitenleri gülerek izliyorduk. Haberler bitmek bilmiyordu.
Gerçekten de Van’a giden turist sayısı artmaya başladı. Esnaflar başta olmak üzere Vanlılar haberlere çok sevinmişti. Yıllarca sürdü bu haberler.
Görüldüğü gibi… Asparagas yaptım, ama vatan millet aşkıyla! Zeki Bey, beni her gördüğünde “Sen var ya sen….” diyerek parmağını sallayıp gülerdi. Hatta komisyon çalışmalarına katkıda bulunduğum için bana Meclis lokantasında yemek bile ısmarlamıştı.
Canavar mı…. Bilim adamlarından komisyon kurup araştırma yaptılar ama şimdiye kadar bulunamadı. Ancak… Bu olmadığı anlamına gelmez. Loch Ness’te 1000 yıldır canavarı bekliyorlar. Bu arada hatırlatayım: Canavar haberi o kadar yayıldı ki, Vikipedia’da bile “1993 yılına kadar kaynaklarda adından hiç söz edilmeyen yaratığı bugüne kadar gördüğünü iddia eden çok sayıda kişi bulunmaktadır” deniliyor.
Dikkat! 1993 yılına kadar adından hiç söz edilmeyen… Yani… Benim haber yayınlanana kadar adından hiç söz edilmeyen Van Gölü canavarı artık efsane. Dilden dile yayılıyor. Geçen yıl bile bazı televizyon kanalları “Uzun süredir görünmeyen Van Gölü canavarı geri döndü” diye haber yaptılar.
Van Gölü Canavarının “patent sahibi” olarak… Van esnafı başta olmak üzere, herkese iyi bayramlar dilerim…