Kira fiyatları, Türkiye’nin gündeminde önemli bir yer tutmaya devam ediyor. Ülke genelinde kiraların hızla artması, uzmanların dikkatini çeken bir durum olarak öne çıkıyor. Peki, kiraların düşmesi için hangi koşulların gerektiği merak ediliyor? İşte konuyla ilgili ayrıntılar…
İSTANBUL’DA KİRALARIN EN PAHALI OLDUĞU MAHALLELER
TV100’de yayımlanan bir habere göre; kira fiyatları yükselerek 100 metrekarelik daireler için 70 bin liranın üzerine çıktı. Son yıllarda giderek artan kira bedellerinin en fazla etkilediği şehirlerden biri İstanbul. 2023 yılı itibarıyla kira fiyatları %45 oranında artış gösterdi. İstanbul için ortalama kira bedeli ise 24 bin 900 lira olarak belirlendi.
Yapılan araştırmalara göre, en yüksek kira fiyatlarıyla ilk sırada yer alan Bebek, 75 bin 500 lira ile dikkat çekiyor. Nispetiye 69 bin lira ile ikinci, Ömerli ise 67 bin 900 lira ile üçüncü sırada bulunuyor. Beyoğlu’nda kira bedelleri ise 65 bin lira seviyesine kadar ulaştı. Etiler, Levent ve Ayazağa gibi bölgelerde de kiralar 60 ile 65 bin lira arasında değişiklik gösteriyor.
“NEDEN KİRALARDA BÜYÜK ARTIŞ VAR?”
Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, kira bedellerindeki bu büyük artışı değerlendirdiği açıklamasında, “Fiyat koyma gücü olanların çok yüksek rakamlar belirlediği, fiyat dengesinin ne kadar bozulduğunun açık bir göstergesi” dedi. Ocak ayı enflasyonunun %5 olduğu, mevsim etkilerinden arındırıldığında bu oranın %3.38’e düştüğünü belirten Eryılmaz, kiralarda aylık %8.6’lık bir artış yaşandığını ve yıllık artış oranının %100’e ulaştığını açıkladı.
Kiraların bu kadar yükselmesinin birkaç nedeni bulunuyor. İlk olarak, konut arzının yetersiz olduğu, yüksek inşaat maliyetleri nedeniyle son 4-5 yılda konut inşasında önemli bir azalma yaşandığı belirtiliyor. Bu durum, güçlü bir konut talebi ile birleştiğinde ev sahiplerinin yüksek fiyat talep etme gücünü artırıyor.
“FİYATLAR BAŞA AŞAĞI GELMEZ”
Konutta güçlü talebin sebepleri arasında deprem sonrası ev kaybı yaşayan bireylerin yeni konut arayışı, kentsel dönüşüm çalışmaları ve insanların yaşadıkları şehirlerdeki konut talebi ön plana çıkıyor. Eryılmaz, bu durumların yapısal sorunlar olduğunu ve Merkez Bankası’nın faiz politikalarının bu durumu etkilemeyeceğini ifade etti.
Türkiye’de artık konut sahipliğini artırmak amacıyla farklı gelir gruplarının dikkate alınması gerektiğini belirten Eryılmaz, üst düzey gelir grubunun yatırım amaçlı konut talebi oluşturduğunu, ancak dar gelirli kesimin durumunun da göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. Kredi sisteminde yapılan değişikliklerin, ev sahibi olmayan kesim için daha uygun hale gelmesinin önemli olduğunu ifade etti.
Sosyal konut projelerinin yıllık artışının nasıl seyredeceği ve yeterli olup olmayacağı konusunda da endişeler mevcut. Eryılmaz, bu projelerin sürdürülebilirliği olmasının kritik olduğunu ve devletin ev sahibi olma fırsatlarını artıracak adımlar atması gerektiğini dile getirdi.
“SIKI POLİTİKALARIN ETKİSİ AZ”
Uygulanan sıkı politikaların konut enflasyonu üzerindeki etkisinin gecikmeli olduğu ve güçlü bir sonuç vermediği ifade ediliyor. Yapısal sorunlar ve fırsatçılığın birleşmesi durumunda barınma sorunlarının daha da derinleşebileceği öngörülüyor. Uzmanlar, konut arzının artıp artmayacağını takip edeceklerini belirtiyor.