Rusya’nın Uzak Doğusu’nda yer alan Kamçatka bölgesinde, 1952’den bu yana yaşanan en şiddetli depremlerden biri meydana geldi. 4 Kasım 1952 tarihinde burada meydana gelen 9 şiddetindeki büyük depremin ardından, 73 yıl sonra bu bölge yeniden sarsıldı.
“HİROŞİMA’YA ATILAN BOMBANIN 11 BİN MİSLİ”
Depremin anını gösteren görüntüler, yaşanan sarsıntının büyüklüğünü ortaya koyarken, konu hakkında uzmanlardan dikkat çekici yorumlar da geldi.
Oxu.Az’ın TGRT Haber’den yaptığı alıntıya göre, Rusya’daki deprem, ABD’nin 2. Dünya Savaşı sırasında Japonya’nın Hiroşima kentine attığı atom bombasıyla kıyaslandı. Jeoloji Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz, “Depremin enerjisi Hiroşima’ya atılan bombanın 11 bin misli” şeklinde bir değerlendirme yaptı.
Prof. Dr. Okan Tüysüz, depreme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“7’NİN ÜZERİNDE ARTÇI DEPREMLER OLABİLİR”
Sosyal medya paylaşımında bulunan Okan Tüysüz, “Kamçatka yarımadası açıklarında meydana gelen 8,7 büyüklüğündeki deprem Pasifik Ateş Çemberi üzerinde. Bu kuşak, dünyadaki en büyük deprem ve tsunamileri üretmiştir. Artçıları 7’nin üzerine çıkabilir.” ifadelerini kullandı.
“HİROŞİMA’YA ATILAN ATOM BOMBASININ 11 BIN MİSLİ”
2011 yılında Japonya’da gerçekleşen 9,1 büyüklüğündeki depremden bu yana dünyada yaşanan en büyük depremin yarattığı enerji de dikkat çekti. Prof. Dr. Tüysüz, Rusya’daki bu deprem ile ilgili olarak “Enerjisi Hiroşima’ya atılan atom bombasının 11 bin misli” dedi.
6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 7,7 büyüklüğündeki depremin açığa çıkardığı enerji ise 500 atom bombasının enerjisine eşdeğer olarak değerlendirilmişti.
Prof. Dr. Ahmet Ercan, 8,8 büyüklüğündeki Rusya depreminin olası etkilerini ve Türkiye’yi nasıl etkileyebileceğini değerlendirdi.
Prof. Dr. Ahmet Ercan’ın açıklaması şöyle:
“Bu deprem üç tane kıta parçasının kesim yerinde olmuştur. Bulunduğumuz depremin olduğu yer Amerika kıtası olarak geçer. Kamçatka, Amerika kıtasının Asya’daki devamıdır.” dedi.
Ercan, Kamçatka’nın hareket yönünün Avrasya kıtasına doğru olduğunu, bu durumun sonucunda bölgedeki depremlerle ilgili beklentilerin değişebileceğini aktardı.
“BEKLENEN BİR OLAYDI”
Prof. Dr. Ercan, “Dolayısıyla biz jeofizik mühendisleri kıtaların kesim yerlerinden ve aynı zamanda kırıkların çatlaklarından çok korkarız. Kaldı ki bu depremin olduğu yer bizim için bir şaşırılacak bir olay değil, beklenen bir olaydır.” ifadelerini kullandı.
Depremin sonuçları hakkında bilgi verirken Ercan, tsunami dalgalarının büyüklüğüne dair tahminlerde bulundu. Ercan, “Burada 10-15 metrelik süpürtüler beklemiyoruz dediler. ‘3 m dolayında olmasını bekliyoruz’ dediler.” şeklinde bir değerlendirme yaptı.
YERİN BİÇİMİ DEĞİŞTİ
Yer kabuğundaki değişiklikler hakkında da bilgi veren Ercan, “Yani iki kıtanın tam çarpıştığı bir yerde deprem oluştu. Ve burada yerin içinde büyük bir büzülme var.” şeklinde ifade etti.
Ercan, 8,8 büyüklüğündeki depremin son yılların en büyük sarsıntısı olduğunu ve dünya genelinde birçok jeofizik algılama istasyonunun bu sarsıntıyı ölçtüğünü belirtti.
Kamçatka’nın 200 km çevresinin 1. derece deprem bölgesi olduğunu belirten Ercan, “Burada bir hafta, 10-15 gün içinde büyüklüğü 7.8-8’e varan artçı depremlerin yoğun olarak olduğunu göreceğiz.” dedi.
TÜRKİYE NASIL ETKİLENECEK?
Prof. Dr. Ercan, Türkiye’nin de bu depremden etkileneceğini belirterek, “Ama şu anda Türkiye’de bu depremin etkileri görülürse %52 oranında Kuzey Anadolu kırığı üzerinde, %32 oranında Batı Anadolu kırıkları üzerinde, %13 oranında Doğu Anadolu kırıkları üzerinde etkisi görülebilir.” dedi.
Deprem Uzmanı Prof. Dr. Halil Kumsar, Kamçatka açıklarında meydana gelen 8.8 büyüklüğündeki depremin ardından yaşanan gelişmeleri CNN Türk ekranında değerlendirdi. Kumsar, depremin Pasifik Ateş Çemberi üzerinde yer alan bir dalma-batma zonunda meydana geldiığını belirterek, “Dalma-batma zonunda 8.8 büyüklüğünde büyük bir deprem meydana geldi. Bu sarsıntı, Pasifik Okyanusu’nda Japonya, Kiril Adaları, Hokkaido, Hawaii ve ABD’nin batı kıyıları gibi geniş bir alanda tsunami uyarılarına neden oldu.” ifadelerini kullandı.
“JAPONYA’DA TSUNAMİ BARİYERLERİ KAPATILDI, HALK YÜKSEK YERLERE TAHLİYE EDİLDİ”
Kumsar, Japonya’nın tsunami konusunda dünyada en hazırlıklı ülkelerden biri olduğunu belirterek, “Şehirler tsunamiye karşı özel duvarlarla korunur. Bu duvarlar şu anda tamamen kapatıldı ve halk yüksek bölgelere yönlendirildi. Şu ana kadar Japonya kıyılarında 50-60 cm civarında tsunami dalgaları ölçüldü.” dedi.
“BALİNALAR KIYIYA VURDU”
Deprem sonrası deniz ekosistemlerinin de etkilendiğini ifade eden Kumsar, “Okyanustaki sismik dalgaların etkisiyle balinaların kıyıya vurduğu görülüyor. Bu tür büyük depremler, deniz yaşamını da doğrudan etkiliyor.” şeklinde konuştu.
“2011 TOHOKU VE 2004 SUMATRA DEPREMLERİYLE BENZERLİK TAŞIYOR”
Kumsar, bu depremin 2004’teki Sumatra ve 2011’deki Tohoku depremlerine benzerlik taşıdığını belirterek, “Sumatra’da 9.1’lik deprem sonrası tsunami Hint Okyanusu’nda binlerce kilometre ilerleyip büyük yıkıma yol açmıştı. Benzer bir dalga, 1960 Şili depreminde de 23 saat sonra Japonya’ya ulaşmıştı. Bugün de benzer bir senaryo olabilir, ancak şu ana kadar ciddi bir tsunami gözlenmedi.” dedi.