İstanbul Barosu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İBB’ye yönelik başlatılan soruşturma çerçevesinde avukat Onur Büyükhatipoğlu’nun gözaltına alınmasını kınadı.
Baro, yaptığı açıklamada savunma hakkının tehdit altında olduğunu belirtti. “Eğer savunma tehdit altındaysa, adalet de tehlikededir; adalet tehdit altındaysa, Cumhuriyet de tehlikededir.” ifadelerine yer verildi.
Son dönemlerde belediye başkanları, siyasetçiler, gazeteciler ve avukatlar üzerinde gerçekleştirilen gözaltı ve tutuklamalar ile ilgili yazılı bir açıklama yapan İstanbul Barosu, “Demokrasi ve hukuk dışı uygulamalar Anayasal düzeni tehdit etmektedir.” vurgusunu yaptı.
DEMOKRASİ VE HUKUK DIŞI UYGULAMALAR ANAYASAL DÜZENİ TEHDİT ETMEKTEDİR
İstanbul Barosu, açıklamasında iktidarın 31 Mart 2024 yerel seçimlerini tanımadığını ifade ederek şu detayları paylaştı:
“Türkiye, bu sabah yine gözaltına alınan belediye başkanlarının haberleriyle güne başladı. Uzun süredir tutuklu bulunan birçok belediye başkanına, kayyım atanan il ve ilçe belediyelerine ve seçilmiş yöneticilere her gün yeni gözaltı ve operasyonlar eklenmektedir. Bu durum açıkça göstermektedir ki 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri, siyasi iktidar tarafından tanınmamaktadır ve halk iradesine saygı gösterilmemektedir. Demokrasi ve hukuk dışı uygulamalar Anayasal düzeni tehdit etmektedir.”
ADALET TEHDİT ALTINDA İSE CUMHURİYET DE TEHLİKEDEDİR
“Ayrıca, Baro üyemiz Av. Onur Büyükhatipoğlu, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla gözaltına alınmıştır. Basında yer alan haberlere göre, meslektaşımıza yöneltilen suçlama, yakın zamanda tutuklanan Av. Mehmet Pehlivan ile benzer şekilde avukatlık faaliyetleri ile ilişkilendirilmiştir.”
-
“Son aylarda öğrencisinden gazetecisine, sıradan yurttaştan siyasetçisine toplumun her kesimine yönelik gerçekleşen soruşturma ve gözaltı dalgalarının, avukatları da hedef aldığı görülmektedir. Bu durum, avukatların kendi mesleki faaliyetleri nedeniyle soruşturma ve tutuklama tehdidi altında kalması, savunma hakkını tehlikeye atan son derece kaygı verici bir durumdur. Eğer savunma tehdit altında ise, adalet de tehlikededir; adalet tehdit altında ise Cumhuriyet de tehlikededir.”
“Anayasal olarak Hakimlik ve Savcılık mesleğinin bulunmadığı, yargı pratiğinin tamamen siyasi iktidarın çıkarları doğrultusunda şekillendirildiği bir ortamda avukatlık yapmak, aynı zamanda bu durumu bozmaya çalışmak anlamına geldiği için suç olarak addedilmektedir. Müvekkiline hukuki yardımda bulunan, cezaevinde ziyaret gerçekleştiren, dosya takibinde bulunan kısacası mesleğini dikkat ve sorumlulukla icra eden her avukat, siyasi iktidar açısından suç işlemektedir!”
“İstanbul Barosu olarak açıkça belirtmek isteriz ki, eğer avukatlık yapmak artık bir suç olarak değerlendiriliyorsa, 67 bini aşkın üyemiz ve her biri avukatlık görevini onurla icra eden meslektaşlarımız, bu suçu işlemekte ve işlemeye devam edecektir! Suç olan savunmayı susturmaktır. Avukatlığı suç olarak görenlere ise tek söyleyeceğimiz, bir gün herkesin bir avukata ve adalete ihtiyaç duyacağı ve o zaman geldiğinde suçlu olarak nitelendirdikleri avukatların, yine aynı özen ile onları savunacakları gerçeğidir.”
