4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü dolayısıyla Bursa Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Melike Baysal, hayvan haklarının geldiği durumu, yasal düzenlemeleri ve Bursa’daki genel görünümü ele aldı. Baysal, hayvanların da tıpkı insanlar gibi devletin koruması altında olması gerektiğini vurgulayarak, “Hayvanlar da tıpkı insanlar gibi devletin himayesinde olmak zorunda. Kanunlar yeniden düzenlenmeli” ifadelerini kullandı.
Melisa Öztürer ÖZKAN
Bursalı veteriner hekim Melike Baysal, özel bir demeç vererek, hayvan haklarının önemi ve mevcut yasal durumun etkileri üzerine değerlendirmeler yaptı. Baysal, dünyada “World Animal Day” olarak kutlanan günün Türkiye’de “Hayvanları Koruma Günü” olarak anıldığını belirterek, toplumun hayvanları koruma ihtiyacı içerisindeki birer canlı olarak gördüğünü ifade etti. “Oysa yaşam haklarına saygı gösterip onların alanlarına yaklaşmasaydık, bu gün yalnızca varlıklarını onurlandıracağımız bir gün olabilirdi” dedi.
Yasal düzenlemeler ve hayvan hakları
Baysal, Türkiye’deki hayvan hakları sorunlarının en acil çözülmesi gereken başlığının, hayvanların canlı olarak kabul edilmesi gerektiği olduğunu vurguladı. “Hayvanların insanlar için yaratıldığı düşüncesinden uzaklaşmalıyız. Yaban hayatına saygı göstermeli, tüm türlerin sağlık hizmetlerine ulaşabilmesi için kanunları yeniden düzenlemeliyiz. Buna uymayanlara ise caydırıcı cezalar uygulanmalı” şeklinde konuştu.
2024 yılında çıkarılan 7527 sayılı yasanın ciddi problemlere neden olduğunu belirten Baysal, “Kanuna göre belediyelerin 2028’e kadar uygun alanları hazırlama süresi varken, İçişleri Bakanlığı köpeklerin toplanması gerektiğini söylüyor. Bu durum hem vicdani hem de hukuki açıdan kabul edilemez” dedi.
Hayvanlara yönelik şiddetin en büyük engellerden biri olduğuna dikkat çeken Baysal, mevcut cezaların yetersiz kaldığını ifade etti: “Para cezaları veya kısa süreli hapis cezaları caydırıcı olmuyor. Özgürlüğün kısıtlanmadığı cezalar hayvanlara şiddeti durdurmaz. Eğitim sistemine hayvan yaşamına saygı küçük yaşlardan itibaren mutlaka girmeli” şeklinde konuştu.
Bursa’da sokak hayvanlarının durumu
Baysal, Bursa’daki hayvan hakları durumuna da değinerek, 2004–2024 yılları arasında belediyelerin çalışmalarının yetersiz kaldığını, yalnızca birkaç belediyenin düzenli kısırlaştırma yaptığını aktardı. 2024 yılında Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan bakımevinin de yeni yasa sonrasında kapasite yetersizliği nedeniyle sorunlarla karşılaştığını vurguladı.
Baysal, “7527 sayılı kanundan sonra artık kısırlaştırılan hayvanlar yerine bırakılamıyor, hepsi belediyelerde kalmak zorunda. Bu nedenle Bursa’da da Türkiye’nin genelinde de kısırlaştırmalar yarı yarıya düştü” sözlerini sarf etti.
Vatandaşların katkısının yasal düzenlemelerle sınırlı kaldığını belirten Baysal, “Şu anda sahiplenme dışında yapılabilecek bir şey yok. Devletin yerel yönetimlere ortak sistem desteği vermesi, belediyelerin bu sistemi kurması ve ardından sivil toplumdan destek istemesi gerekir” ifadelerini kullandı.
Barınak koşullarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Baysal, kırsal bölgelerde kontrol eksikliği olduğunu dile getirerek, “Bursa’da hem yurttaşların hem de belediyelerin duyarlı olduğunu gözlemliyorum. Ama unutulmamalı ki insanlar nasıl devletin himayesindeyse, hayvanlar da aynı şekilde devletin himayesinde olmak zorundadır” şeklinde konuştu.
