HABER MERKEZİ – Balkondan düşerek hayatını kaybeden ünlü sanatçı Güllü, bu ani kayıpla sanat dünyasını ve hayranlarını derin bir üzüntüye boğdu. “Güllü” olarak bilinen şarkıcı Gül Tut, Yalova’daki evinin balkonundan düşerek yaşamını yitirdi. 52 yaşındaki sanatçının vefatı, sevenleri için bir şok etkisi yarattı.
SON ANLARI ORTAYA ÇIKTI
Evinde, 6. kattan düşerek hayatını kaybeden Güllü’nün, düşmeden önceki son anları kaydedildi. Görüntülerde, sanatçının terasa çıkmadan önce evin içinde olduğu ve düşme seslerinin ardından kızı ile bir arkadaşının çığlık atarak dışarı çıktığı anlar yer alıyor.
MENAJERİ KONUŞTU: AİLESİ BİLİYOR
Sanatçının sağlık durumu hakkında menajeri Erhan Arı, Milliyet Cadde’ye özel açıklamalarda bulundu. Magazinde yer alan iddialara göre, ünü sanatçının beyninde sorun yaşadığı ve tedavi gördüğü ifade edildi. Menajeri Erhan Arı, bu konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
”Bu konuda net bir şey desem yanlış olur. Ama denge kaybı yaşadığı, tedavi gördüğünü ailesi, bizler, yakınları biliyoruz. Yıllar önce geçirdiği trafik kazasında beli kırılmıştı, zor toparlandı. Günlerce, aylarca yattı. Yürümesi bu anlamda da çok zordu. Bilemiyorum, acım çok büyük. Beni üzen bazı gazeteci köşe yazarları ağabeylerimiz, dostlarımız alkol demiş. Bu nedenle açıklama yapmak zorunda kaldım. Ha alkol almıyordu desem o da olmaz ama öyle kendini kaybedecek kadar o noktaya gelmezdi” ifadelerini kullandı.
Arı, geçtiğimiz hafta Güllü’nün hastaneye kontrol için gittiği sırada çekilen görüntüleri de paylaştı.
GÖZYAŞLARI SEL OLDU
Şarkıcı Güllü, son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze töreni sırasında kızı Tuyan Ülkem’in fenalık geçirdiği ve tabutun başında feryatlar ettiği anlar, katılanların yüreklerini dağladı.
Güllü’nün cenazesi, Tuzla Sultan 1. Ahmet Camii’nde öğle namazının ardından dualar eşliğinde toprağa verildi.
”TÜM ÖVGÜLER BOŞA DÜŞÜYOR”
Ünlü sanatçı Hatice, Güllü’nün vefatıyla ilgili sosyal medya hesabından bir mesaj paylaştı. Olanlara isyan eden Hatice, mesajında şu ifadeleri kullandı:
”Yine aynı manzara… Bir sanatçı daha göçtü, ardından herkes “çok seviyorduk” demeye başladı. Ama keşke o sevgiyi yaşarken gösterseydiniz… Keşke o konser salonları o nefes alırken dolup taşsaydı. Şimdi cenazelerde, anmalarda bir araya gelmenin ne anlamı var? O alkışları duydu mu, o kalabalığı gördü mü? Sanatçılar, şarkılar, emekler yaşarken değer görmediğinde; ölümünden sonra yapılan tüm övgüler boşa düşüyor. Şimdi sırada “unutulmaz” projeler, şarkı derlemeleri, anma geceleri var. Peki bunlar kimin için? Onun ruhu için mi, yoksa geride kalanların kendi çıkarları için mi? Yaşarken kıymetini bilmediğimiz her sanatçı, aslında hepimize bir ayna tutuyor. Çünkü gerçek sevgi, gerçek vefa öldükten sonra değil, yaşarken gösterilir. Ölüme saygı duymak güzel ama asıl mesele hayata saygı duymaktı. Hoşçakal Güllü! Hatice..”