Dünyada son 15-20 yıldır geliştirilen göz rengi değiştirme işlemleri, güvenlik alanında önemli bir gelişim kaydetti. Göz hastalıkları uzmanı Op. Dr. Birgi Sönmezer, “Eski yöntemlerde bazı sakıncalar vardı ancak artık lazer teknolojisiyle çok daha kontrollü ve güvenli bir şekilde bu işlemi gerçekleştirebiliyoruz” ifadelerini kullandı.
İşlem öncesinde hastaların kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutulduğunu vurgulayan Op. Dr. Sönmezer, “18 yaşını doldurmuş, istekli her hastaya önce göz sağlığı açısından muayene yapıyoruz. Göz bozukluğu olanlara da işlem uygulanabiliyor. Miyop ya da hipermetrop gibi rahatsızlıkları olanlara, işlem öncesinde veya sonrasında hastalığına yönelik ek tedaviler de planlanabiliyor” diye ekledi.
“YEŞİL VE MAVİ TONLARI, EN ÇOK TALEP EDİLEN RENKLER ARASINDA YER ALIYOR”
Op. Dr. Sönmezer, işlem öncesindeki simülasyon sürecinde hastanın yüz hatlarına, ten rengine ve doğal göz yapısına en uygun rengin belirlendiğini belirtti. “Yeşil ve mavi tonları, en çok talep edilen renkler arasında yer alıyor. Ancak her göz yapısına ve cilt rengine aynı ton uygun olmayabilir. Bu yüzden işlem öncesinde dijital ortamda yapılan renk simülasyon hem estetik hem de doğal bir sonuç elde edilmesini sağlıyor. Hangi tonun daha doğal duracağına birlikte karar veriyoruz. İşlem sonrasında renk yetersiz gelirse ikinci bir uygulama da yapılabiliyor” ifadelerini kullandı.
“TAMAMEN ESKİ HALİNE GETİRMEK MÜMKÜN DEĞİL”
Lazerle yapılan işlemin kalıcılığını vurgulayan Op. Dr. Sönmezer, bazı tonlarda zamanla hafif solmalar olabileceğini belirtti. “Bu durumda tekrar boyama yapılabilir. Dövme gibi düşünün, ancak çok daha kontrollü ve tekrarlanabilir bir yöntem” açıklamasında bulundu.
Göz rengi değiştirme işleminin her bir göz için yaklaşık 15-20 dakika sürdüğünü aktaran Sönmezer, hastaların 1 saat içinde taburcu olabileceğini dile getirdi. İlk haftalarda yanma, batma ve kızarıklık gibi geçici rahatsızlıkların yaşanabileceğini ifade eden Sönmezer, bu sorunların genellikle 1 ay içinde tamamen kaybolduğunu belirtti.
İşlem sonrasında eski göz rengine dönüşün mümkün olmadığını vurgulayan Op. Dr. Sönmezer, “Renk tamamen silinmese de büyük ölçüde açılabiliyor. Ancak tamamen eski haline getirmek mümkün değil. Bu nedenle işlem öncesi değerlendirme çok önemli. Hastalar bu işlem için kesin olarak kararlı olmalılar” dedi.
“RENK KAYIPLARI PSİKOLOJİK SIKINTILARA YOL AÇABİLİYOR”
Göz rengini değiştirme işleminin yalnızca estetik nedenlerle gerçekleştirilmediğini belirten Op. Dr. Sönmezer, “Bazı hastaların gözünde travma ya da rahatsızlığa bağlı olarak oluşan renk kayıpları psikolojik sıkıntılara yol açabiliyor. Bu yöntemle, diğer gözle aynı renge getirerek kişinin yaşam kalitesini artırabiliyoruz” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’DE HENÜZ ÇOK YAYGIN DEĞİL”
Uygulamanın hem yurtdışında hem de Türkiye’de belirli merkezlerde yapıldığını aktaran Op. Dr. Birgi Sönmezer, “Bu işlemi güvenle uygulayabiliyoruz. Hem estetik hem de tıbbi açıdan hastalara önemli fayda sağlıyor. Türkiye’de henüz çok yaygın değil ancak yeni teknolojilerle birlikte önümüzdeki yıllarda daha fazla merkezde uygulanabilir hale geleceğini düşünüyoruz” açıklamasında bulundu.
(DHA)