Türk siyasi sahnesi, mevcut düzensizlik ve hareketlilikle dikkat çekiyor. Bu karmaşanın en önemli konularından biri, erken seçim ve cumhurbaşkanlığı için aday belirleme süreci. Anayasa gereği, görev süresi 2028’de sona erecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için ya Anayasa’da değişiklik yapılması ya da 360 milletvekilinin oyuyla erken seçim kararı alınması şart.

“ANAYASADA ZATEN BU KONUDA İMKAN VAR”
Son günlerde sıkça tartışılan yeni Anayasa ile ilgili olarak, Erdoğan’ın yeniden aday olmasına olanak tanıyacak bir değişiklik yapılacağı iddiaları gündemdeki yerini koruyor. Bu çerçevede Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’dan dikkat çekici bir açıklama geldi.
Uçum, sosyal medya üzerinden 1 Aralık 2024 tarihli yazısına atıfta bulunduğu paylaşımında, ‘erken seçimi’ işaret ederek şu ifadeleri kullandı:
“Yeni anayasa ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’a önümüzdeki genel seçimlerde adaylık yolu açılmak isteniyor” yalanından vazgeçilinceye kadar hatırlatmaya devam edelim:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir kez daha aday olması için yeni bir anayasa veya mevcut anayasayı değiştirmeye gerek yoktur. Mevcut anayasada bu konuda halihazırda bir imkan bulunmaktadır. ‘İstisnai adaylık’ olarak adlandırdığımız bu durum, TBMM’nin 7 Mayıs 2028’de yapılacak genel seçimlerden belirli bir süre önce alabileceği seçimlerin yenilenmesi kararıyla devreye girebilir.
Örneğin, 2027 yılının son çeyreğinde ya da 2028’in başında TBMM, en az 360 milletvekilinin onayıyla seçimlerin yenilenmesi kararı alırsa ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu yönde bir tercih yaparsa, son kez aday olma şansına sahip olacaktır. Konuyla ilgili detaylar, alıntılanan yazıda yer almaktadır.

Uçum, atıfta bulunduğu 1 Aralık 2024 tarihli yazısında şu ifadelere yer vermişti:
PAZAR YAZISI
CUMHURBAŞKANI SEÇİMİNDE İSTİSNAİ ADAYLIK
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bağlamında, demokratik süreçlerin işleyişi açısından halkın önüne daha fazla seçenek sunulması ve demokratik iradeyi temsil edenlerin yenilenmesi yönünde dönem sınırlamasının bir anlamı vardır.
Buna karşın, dönem sınırlaması bazı durumlarda, liderlik tecrübesine ve yetkinliğine daha fazla ihtiyaç duyulan zaman dilimlerinde avantaj yerine dezavantaj oluşturabilir. Bu bağlamda, demokrasi içinde istisnai bir tedbir alınmasının yerinde olacağı söylenebilir. Nitekim sistemimizde, TBMM’nin seçimleri yenilemesi aracılığıyla böyle bir tedbir mevcuttur.
Anayasaya göre, Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi durumunda, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olma hakkına sahiptir (Anayasa m. 116/3). Bu adaylık durumu, iki dönem kuralının istisnasını oluşturmaktadır. Bu nedenle ‘istisnai adaylık’ Denilmektedir.
Aynı zamanda görüldüğü gibi, istisnai adaylık bir anayasa normu üzerinden doğmaktadır. Bu norm, iki dönem görev yapmış bir Cumhurbaşkanı için bir kez daha adaylık imkanı sunmaktadır. Yani bu durum sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’a özgü değildir; her iki dönem cumhurbaşkanlığı yapacak olan herkes için geçerli bir yasal istisna söz konusudur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan için bu istisnai adaylık sohbeti, yalnızca ilgili anayasal kuralın uygulanması ile mümkün olacaktır. Karar verme yetkisi TBMM’ye aittir. Eğer Meclis, 7 Mayıs 2028’de yapılacak genel seçimlerden önce, örneğin 2027’nin ikinci yarısında, 360 milletvekilinin onayıyla seçimlerin yenileme kararı alırsa, Cumhurbaşkanı Erdoğan son bir kez, yani son defa aday olabilir.
Bu koşullar altında Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a son kez adaylık imkanı sunulması önerisini; anayasal ihlaller, kişisel imtiyazlar ve sınırsız sayıda istisna açma gibi itirazlarla eleştirmek mantıksız ve hukuka aykırıdır.
Bazı kişiler, bu anayasal hükmün işletilmemesi adına görüş belirtebilir; bu da bir görüş olarak değerlendirilebilir. Ancak, böyle bir hukuki imkan yokmuş gibi düşünmek ve keyfi bir öneri olarak değerlendirmek tam bir bilgisizlik ve kötü niyetli bir tutumdur.
Doğru bilgilere dayanan bir tartışmanın yapılması, demokratik kamuoyunun talebidir. Tartışanlar açısından ise doğru bilgiyi kullanmak bir sorumluluktur.
Anlaşılan o ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a son kez adaylık imkanı verecek anayasal hükmün uygulanma ihtimali, çeşitli iç ve dış çevrelerde kaygı yaratmaktadır.
Bu kaygıların arkasındaki neden ise, emperyalist güçlerin, Erdoğan’sız Türkiye’de kendi amaçları doğrultusunda daha fazla hareket alanı elde edebilecekleri inancıdır. Bu nedenle 2028’i dört gözle bekliyorlar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son bir kez aday olmasını istemiyorlar.
İçerideki bazı gruplar ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile son bir kez demokratik rekabete girme olasılığının kendileri üzerinde yarattığı korkuya yönelik tepkilerini görmekteyiz. Burada adaylık imkanından ve seçimlere katılmaktan bahsediliyor. Eğer bu imkan açılırsa ve Cumhurbaşkanı Erdoğan aday olursa, o zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yarışmaktan duyulan korku ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilme ihtimali, hukuki bir yol olan adaylık imkanına karşı gelen itirazların temelini oluşturuyor.
Muhalefet, şunlarla yüzleşmek durumundadır: Hukuken adaylık imkanı var olduğu halde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önünü kapatarak 2028 seçimlerine katılmak demokratik rekabet açısından kendilerine bir güç sağlayacak mı yoksa zayıflatacak mıdir? Bunun muhtemel sonucu, zayıf bir görünüm olacaktır ve bu, seçmen nazarında muhalefetin cesaretsizliği olarak algılanabilir.
Düşünüldüğünde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a anayasal bir çerçeve içinde adaylık imkanı tanımak ve yarışa girmek, muhalefetin seçmen tarafından demokratik rekabete cesaret gösterdiği bir tutum olarak değerlendirilebilir.
Önemle belirtmek gerekir ki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çerçevesinde seçimlerin yenilenmesi kararı da istisnai bir durumdur.
Aynı zamanda, Türkiye’nin politik açıdan büyük kazanımları ve milli değerlerinden biri olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gelecek genel seçimlerde son kez adaylık yolunun açılması, bu istisnai durumlar arasındadır. Bu imkanın kullanılması, Türkiye’nin geleceği için olumlu bir perspektifin habercisi olacaktır.



