Mahfi Eğilmez’den eğitim sistemine eleştiri:
Ben lisedeyken (Ankara Atatürk Lisesi) bizim 45 kişilik sınıfta biri takdire biri de teşekküre geçen iki kişi vardı. Sınıfın yarıdan fazlası bütünlemeye kalırdı. Şimdi bakıyorum da takdir, teşekkür getirmeyenler azınlıkta kalıyor, bütünlemeye kalan neredeyse hiç yok. Mülkiye’de okurken (1968 – 72) çevremizde Mülkiye’den, ODTÜ’den, Hacettepe Tıp’tan atılmış arkadaşlarımız vardı. Şimdi öyle bir şey yok, bir kez girdin mi mezun olup çıkmamak mucize. Herkesi üniversite mezunu yapmaya yönelmiş bir eğitim sistemi kendisini mühendis, iktisatçı, hukukçu zanneden bir sürü mezun çıkarıyor ve bu insanlar iş bulamayınca hayata küsüyor. Daha kötüsü iş bulurlarsa da bizi hayata küstürüyorlar.
Eğilmez’in paylaşımına gelen yorumlar şöyle oldu:
Mahfi hocam herkesin geçtiği sistem de, sınıfın yarısından fazlasının kaldığı sistem de doğru değil. Bir sınıfın yarısı sınıfta kalıyorsa, hoca dersi ya kötü anlatıyordur, ya da psikopattır. Fransız Lisesi üzerine Amerikan sistemi üni okumuş inek bir öğrenci olarak yazıyorum.
“İşte Türkiye’nin eğitim sisteminin çöp olmuşluğunu ortaya koyan bir analiz…”
Diplomalı, bilgisiz, işsiz ve hayata küsmüş bir neslin yaratılması böyle bir sürecin sonucu.
“Eğitim politikamızı /sistemi sorgulamak , baştan aşağı değiştirmek gereklidir diye düşünüyorum…”
Bir eğitimci olarak, üniversite mezunlarımız kasiyerlik yapıyorsa, mağazalarda satış elemanıysa, aldıkları eğitimin dışında işler yapıyorsa, eğitim politikamızı /sistemi sorgulamak, baştan aşağı değiştirmek gereklidir diye düşünüyorum. Katılıyorum, az kişi belge alıyordu.
“Mantığa aykırı davranışı devam ettiği için bugün bu durumdayız…”
Bu eleştirileri 20 senedir yaptığımızda toplum arkamızda durmak yerine “ama benim oğlum da alsın zaten herkes alıyor” diye akla ve mantığa aykırı davranışı devam ettiği için bugün bu durumdayız. 800 tane birinci çıkınca sınav sonucu en iyi okullara yerleşemediklerine şaşırıyorlar!
“Eğitim değil memnuniyet yönetimi yapılıyor.”
Sevgili hocam takdir/teşekkürün bir anlamı kalmadı. Özellikle özel okullar tamamen ticarethaneye dönmüş durumda ve veliler de çıldırmış vaziyette; herkesin çocuğu “en özel”, herkesin çocuğu “dahi” ve ordinaryus. Eğitim değil memnuniyet yönetimi yapılıyor.
“Çalışırdık yeterli puanı alırdık…”
“Lise ve üniversite eğitimleri kolay olmamalı…”
Bence temel eğitim sonrası lise ve üniversite eğitimleri kolay olmamalı, temel eğitim sonrası kendi kapasitesine güvenen öğrenciler devam etmeli, diğerleri mesleki eğitime yönelik eğitim almalı.
“Liyakatsizlerin kadro bulma olasılığı da artıyor…”
Haydarpaşa lisesi matematik sınıfı 1988 mezunuyum. 38 kişilk sınıfta 7 kiş sınıfta kaldı. 3 kişi doktor, 2 inş. mühendisi, 2 avukat var. Sınıfta kalanlar meslek okudu. Yol yakınken doğru seçimi yaptılar. Herkes üniversite okuyunca, liyakatsizlerin kadro bulma olasılığı da artıyor.