Dövme, tarih boyunca dini, kültürel ve estetik amaçlarla biçimlenen bir sanat dalıdır. Antik Mısır dönemi mümumalarını incelediğimizde, benzer dövme örnekleriyle karşılaşmak mümkündür. Bugün ise dövme, organik ve inorganik pigmentlerin taşıyıcı sıvılarla karıştırılarak cildin dermis tabakasına iğneyle yerleştirilmesi suretiyle yapılmaktadır. Bu yöntem, dövmenin kalıcılığını sağlar; çünkü epidermis tabakası yenilense de dermis katmanındaki mürekkep kalır.
Dövme sırasında mürekkep, fibroblast hücrelerine yerleşir ve makrofajlar tarafından sindirilir. Makrofajların yaşam döngüsü, mürekkebin lenf düğümlerine taşınmasına yol açabilir; bu durum da bağışıklık sistemi üzerinde değişikliklere neden olabilmektedir. Bu nedenlerle dövme ile kanser riski arasındaki potansiyel ilişki, araştırmaların odak noktası haline gelmiştir.
DÖVME MÜREKKEBİ ZARARLI MI?
DÖVME İLE LENFOMA RİSKİ ARASINDA BAĞLANTI VAR MI?
2024 yılında Nielsen ve ekibi tarafından gerçekleştirilen bir araştırma, dövme ile lenfoma riski arasında olası bir bağlantının olduğunu ortaya koydu. Çalışmada, 1.389 lenfoma hastası ile 4.193 sağlıklı bireyin verileri karşılaştırıldı.
Bulgularda:
-
İlk dövmeden sonraki iki yıl içinde lenfoma tanısı alanlarda risk %81 daha yüksek olarak kaydedildi.
-
Genel olarak dövmeli bireylerde lenfoma riski %21 oranında daha fazla gözlemlendi; ancak bu istatistiksel olarak anlamlı değildi.
-
2025 yılında Clemmensen ve ekibi Danimarka İkiz Kaydı’na dayanarak yaptıkları çalışmada, 2.397 dövmeli birey ile 10.000 dövmesiz bireyi inceledi.
Sonuçlar:
-
Dövmeli bireylerde bazal hücreli karsinom dışı cilt kanseri riski 1.62 kat, avuç içinden büyük dövmelerde ise cilt kanseri riski 2.37 kat, lenfoma riski ise 2.73 kat artmıştı.
-
Ancak tek yumurta ikizleri üzerinde yapılan analizde anlamlı bir fark bulunamamıştır.
ARAŞTIRMALARIN SONUÇLARI
Her iki çalışma, dövme ile lenfoma ve cilt kanseri arasında muhtemel bir bağlantı olduğunu gösterse de, nedensel bir ilişkiyi kanıtlamaktan uzaktır. Nielsen’in araştırması, dövme sayısı, büyüklüğü veya süresi ile risk arasında güçlü bir ilişki tespit edemedi.
Clemmensen’in çalışması ise dövme boyutunun riski artırabileceğini öne sürse de, sigara, UV ışınlarına maruz kalma veya viral enfeksiyonlar gibi diğer etkenlerin yeterince araştırılmadığı görülmektedir. Bu faktörler, melanom ve lenfoma dahil olmak üzere bazı kanser türlerinde önemli rol oynamaktadır.
Hermann M. Bolt ve Jan G. Hengstler’in yaptığı çalışma, gözlemlenen risk artışının rastlantısal olabileceğini vurgulamaktadır. Kısacası, mevcut veriler ışığında dövmelerin kansere neden olduğu söylenemez. Daha kapsamlı, uzun vadeli ve çok değişkenli araştırmalar gerekmektedir.