Eğitimin Gücü ve Cumhuriyet
Eğitim, Cumhuriyet’in halka uzattığı onlarca elin en güçlüsüydü…
“Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, cumhuriyet idaresidir.”
Mustafa Kemal Atatürk
Cumhuriyet, bir milletin kendi kaderini tayin etme iradesidir. Halkın yönetime katıldığı, her yurttaşın eşit haklara sahip olduğu, özgürlüğün ve eşitliğin teminatıdır. Bu yönetim biçimi, yalnızca bir siyasal devrim değil; tüm toplumun düşünce yapısını, değerlerini ve geleceğe bakışını kökten dönüştüren bir aydınlanma hareketidir. Cumhuriyetin kazandırdıkları, günlük hayatın her alanında hissedilir: eğitimde fırsat eşitliği, kadınların toplumsal hayata katılımı ve kadın hakları, çağdaşlık, bilimin ve aklın rehberliğinde ilerleme…
Fırsat Eşitliği ve Eğitim
Cumhuriyetin en büyük kazanımlarından biri, fırsat eşitliğini hayatın merkezine yerleştirmesidir. Ben de bu fırsat eşitliği sayesinde, Cumhuriyet’in sunduğu imkânlarla yatılı bir okulda okuma şansına sahip olarak Cumhuriyet nimetinden çok küçük yaşlardan itibaren yararlanmaya başladım. Cumhuriyet için bu okullar, yalnızca bilgi veren kurumlar değil, aynı zamanda geleceğe uzanan bir köprü, emekle yükselebilme umudunun en somut göstergesiydi. Artık bir insanın kaderini doğduğu yer, ailesi ya da unvanı değil; azmi, emeği ve amacı uğruna çalışması belirliyordu. Köylü bir çocuk milletvekili olabilir, işçinin oğlu mühendis, tüccarın çocuğu öğretmen olabilirdi. Ya da tam tersi seçkin ve güçlü bir ailenin çocuğu da bu gücü çalışmazsa kaybedebilirdi. Bu düzen, adaletin ve liyakatin, insan azminin üzerine kurulmuştu. Eşitlik üzerine kurulmuştu.
Saltanatın Kaldırılması ve Yönetim Değişimi
Saltanatın kaldırılması, işte bu eşitliğin temelini attı. Artık millet, kendi kaderinin sahibiydi. Bir hanedanın, bir kişinin değil, halkın iradesi belirleyici olmuştu. Bu dönüşüm, yalnızca yönetimde değil, siyasal devrim niteliğinde zihinlerde de bir devrim yarattı. Artık vatandaşlar, kendileri için tayin edilen kaderi değil, kendi yazdıkları kaderin birer oyuncusu oldular.
Cumhuriyet ve Eğitim
Cumhuriyet, özellikle eğitimle toplumu baştan inşa etti. Her yeni okul, bir ışıktı; her öğrenci, o ışığı geleceğe taşıyan bir meşaleydi. Eğitim, Cumhuriyet’in halka uzattığı onlarca elin en güçlüsüydü.
Kadınların Toplumsal Hayata Katılımı
Kadınların toplumsal hayata katılımı da Cumhuriyet’in en gurur verici kazanımlarındandır. Kadınlar öğretmen, doktor, mühendis, sanatçı olarak toplumun her alanında yer almış, eşit yurttaşlık anlayışını gerçeğe dönüştürmüştür. Bugün iş hayatında gördüğümüz her kadın Cumhuriyetin yaşayan temsili gibidir; arabasına binip işine giden, okula giden, kendi emeği ve yeteneğiyle var olan her kadın, Cumhuriyetin sunduğu özgürlük ve eşitliğin somut göstergesidir. Cumhuriyet tüm milletin ufkunu genişletmiştir. Ancak bu mucizevi dokunuş en çok kadında kendini göstermiştir.
İstiklal Marşı ve Özdeyişler
Cumhuriyet Türkiye’sinin özgürlük şarkısı olan İstiklal Marşı’nda :
“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım.” dizeleriyle, Türk milletinin herhangi bir aile ya da başka bir milletin boyunduruğu altına girmeyeceğini açıkça vurgulandığını görürüz. Bu dizeler yalnızca bir özgürlük beyanı değil; bir milletin karakterinin, bağımsız yaşama kararlılığının ifadesidir. Cumhuriyet, işte bu özgürlüğü ve iradeyi güvence altına alan yönetim biçimidir. İnsanların kendi kaderini tayin etme hakkını tanır, hür düşüncenin, eşit yurttaşlığın ve adaletin teminatıdır. Türk milleti boyunduruk altına alınamaz; Cumhuriyet, halkın sesini yönetime taşıyan, her yurttaşa kendi geleceğini şekillendirme hakkı tanıyan eşitlikçi, adil ve aklî bir düzendir.
Cumhuriyetin Bayramı
Bugün, Cumhuriyetimizin 102. yılını kutlarken, onun bu kadar uzun ömürlü olmasını, Atatürk ve silah arkadaşlarının akla, bilime ve halkın iradesine dayanan sağlam temeller üzerine inşa ettikleri güçlü köklere borçluyuz. Cumhuriyet, bir dönemin ideali değil, bir milletin sonsuza dek yaşama iradesidir. Atatürk’ün akla ve bilime verdiği önemle filizlenen Cumhuriyet ağacı yüzyıllarca yaşayacaktır.
Cumhuriyetin Değeri
Cumhuriyet, tıpkı sağlık gibidir; değerini kaybederek anlamak zorunda kalmayalım. Onun kazandırdıkları her gün yaşadığımız hayatın içinde gizlidir: özgürce konuşabilmek, eşit şartlarda eğitim alabilmek, emeğiyle yükselebilmek… Bunlar, Cumhuriyet’in kıymetini bilmediğimiz nimetleri ve en büyük mucizeleridir.
Cumhuriyet, sadece geçmişin bir kazanımı değil; geleceğin de teminatıdır. Onu korumak, anlamak ve yaşatmak, bu topraklarda yaşayan her aydının sorumluluğudur. Çünkü Cumhuriyet, bize bırakılmış en kıymetli emanettir ve o emanet ancak değerini bilen ellerde yaşamaya devam eder. Cumhuriyeti yaşatmak, Cumhuriyet’in sunduğu olanaklarla var olmuş bu milletin asli görevidir. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…



