Dünyanın en aktif fay hatlarından biri olarak bilinen Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde yer alan Bursa, sanayi bölgelerindeki deprem riskini azaltmak için Tokyo modelini örnek alıyor.
Birinci derece deprem kuşağında bulunan Bursa, 1999 Marmara depremi sonrası ‘zemin etütleri araştırma birimi’ kurarak Sismik Zemin Tehlike Değerlendirme Projelerini hayata geçirdi. Bursa Büyükşehir Belediyesi, JICA ile birlikte yürüttüğü ‘Deprem Risk Azaltma ve Önleme Planlama Projesi’ni tüm hızıyla devam ettiriyor.
Sanayi tesisleri sürece dahil edildi
Sürdürülen yoğun çalışmalar sonucunda projenin ilk çıktıları olan ‘Deprem tehlike değerlendirmesi’, ‘Bina risk değerlendirmesi’, ‘Altyapı ve kamu bina risk değerlendirmesi’ sonuçları, geçtiğimiz aylarda kamuoyuyla paylaşıldı. Türkiye’nin en büyük sanayi kentlerinden biri olan Bursa’daki sanayi tesislerinin de projeye dahil edilmesi kararlaştırılarak çalışmalara başlandı.
Çözüm yolları konuşuldu
Proje kapsamındaki 5. ortak koordinasyon toplantısı, Kentsel Dönüşüm Dairesi Başkanlığı ve JICA iş birliğiyle Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde gerçekleşti. Projenin ilerleyişi ve sonuçları gözden geçirilerek başlıca sorunların müzakere edildiği toplantıya, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’i temsilen Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, JICA uzmanları, kamu kurumu temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve sanayiciler katıldı.
‘Amacımız, risklerin etkilerini minimize etmek’
Toplantının açılışında değerlendirmelerde bulunan Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, projenin Bursa’nın geleceğini belirleyecek bir vizyon çalışması olduğunun altını çizdi. Deprem riski yüksek olan bir bölgede bulunduklarını ifade eden Halisçelik, “Amacımız, yalnızca mevcut riskleri tespit etmek değil. Bu risklerin etkilerini minimize edecek, uygulanabilir ve sürdürülebilir çözümler geliştirmek. Projemiz üç temel hedefe odaklanıyor. Deprem ve bina risk analizlerinin tamamlanması, kapsamlı bir kentsel dirençlilik planının hazırlanması ve bu planın şehirdeki diğer mekânsal planlar ile paydaş kurum stratejilerine entegre edilmesi. ‘Bursa Modeli’ olarak adlandırdığımız bu yaklaşım, şehrimizin afetlere karşı dayanıklılığını artıracak” açıklamasında bulundu.
“Sanayi tesisleri sürece dahil edildi”
Halisçelik, Türkiye’deki yerel yönetimlere örnek teşkil edecek bir kentsel dirençlilik modeli oluşturmayı hedeflediklerini belirtti. O, “Kriz anında, öncesinde ve sonrasında koordinasyon ve iş birliği içinde hareket ederek Bursa’yı sürdürülebilir, dirençli ve yaşanabilir bir kent haline getirmek için çalışıyoruz. Yapılan istişareler neticesinde sanayi tesislerinin de çalışmalara dahil edilmesine karar verildi. Tokyo da Bursa gibi bir sanayi kenti. Bu nedenle sanayinin depremden nasıl etkileneceğini analiz etmek çok önemliydi. Bu analiz, projemizin birinci çıktısının dördüncü alt bileşeni olarak eklendi ve şu an çok değerli sonuçlar üretiyor” şeklinde konuştu.
Japon uzmanlardan analiz
Toplantının ilerleyen bölümünde, Japon uzmanların hem çevrimiçi hem de fiziksel olarak katıldığı oturumlar düzenlendi. Deprem tehlike değerlendirmesi, jeolojik ve jeofizik çalışmalar, paydaş kurumlardan veri paylaşımı, bina ve altyapı risk değerlendirmeleri ile kamu binalarındaki risk analizleri ele alındı. Ayrıca risk değerlendirme sonuçlarının güncellenmesi ve tehlike-risk analizlerinin yaygınlaştırılması konuları üzerinde de duruldu. Sunumlarda afet yönetim sistemleri; hazırlık, müdahale, iyileştirme ve risk/zarar azaltma olmak üzere dört temel başlık altında değerlendirildi.
JICA ekibinden Masashi Inoue, bina risk değerlendirmesi, altyapı ve kamu binaları risk değerlendirmeleri ile organize sanayi bölgeleri risk değerlendirmeleri hakkında sunum yaptı. Diğer uzmanlar ise kentsel dirençlilik planının içeriği, amacı, diğer planlarla ilişkisi ve kurumların sorumlulukları hakkında bilgi verdi. Program, toplu fotoğraf çekim ile sona erdi.
