Olay Gazetesi Yazarı Ahmet Emin Yılmaz, Bursa’nın hızlı tren ve Şehir Hastanesi metro projeleri hakkında merak edilen konuları ele aldı…
Yılmaz, köşesinde şu ifadeleri kaydetti:
Aslında… Şantiyelerdeki hareketliliği görünce umutlandığımız Şehir Hastanesi Metrosu’ ile ilgili, yaptığı açıklamayla kafaları karıştıran Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu oldu.
26 Temmuz’da…
Bursa’da iki büyük orman yangınının yaşandığı gün, YHT Garı olarak bilinen hızlı trenin Bursa Garı şantiyesinde, AK Parti milletvekilleriyle düzenlediği değerlendirme toplantısında şunları ifade etti:
“Şehir Hastanesi Metrosu’nun 4.9 kilometrelik bölümü 2026 sonunda tamamlanacak ve Bursaray’la yüksek hızlı trenin YHT Garı’nda entegrasyonu sağlanacak.”
Bunun ardından…
Heyecanlanmakla birlikte, 4 Ağustos Pazartesi günü de belirttiğimiz gibi, hedef tarih ve hedef mesafe kafamızda soru işaretleri doğurdu.
Çünkü…
Bursarayı Emek’ten Şehir Hastanesi’‘ne ulaştıracak hattın uzunluğu 6.1 kilometre. Temeli 2 Nisan 2021’de atıldığında, “2023’te yolcu taşıyacağı” belirtilen hattın Emek-Geçit arasındaki 900 metrelik etabı geçen yıl hizmete açıldı.
Uraloğlunun…
“4.9 kilometrelik etabın 2025 sonu tamamlanacağı” şeklindeki açıklamasından, ikinci etap olarak hızlı trenin Bursa Garı
Öyleyse…
Bursa Garı’na kadar olan bölüm ne durumda olacak?
Kafamıza takılan bu sorunun cevabı, bu tür şantiyeleri bilen ve tartışılan Şehir Hastanesi Metrosu çalışmalarını yakından takip eden eski bir dosttan geldi:
Dedi ki:
“Metronun Şehir Hastanesi’ne ulaşması en erken 2028. Zaten projedeki hesap da böyle.”
Şaşırmış bir şekilde…
Bakakaldığımızı görünce daha da kafa karıştıran bir açıklamada bulundu:
“Açıklanan hedefe göre, 2025 sonuna kadar Gar etabı bitecek ve metroyla hızlı tren entegrasyonu sağlanacak. İyi de, hızlı trenin Bursa’ya gelişi en erken 2027.”
Sorusu ise şöyleydi:
“Olmayan tren için istasyona kadar metro hattı bitirilir mi? Bitse bile kapasiteyi karşılayacak yolcu olur mu?”
Yani?..
“2026 sonunda Gar’a, 2028’de Şehir Hastanesi’ne ulaşmaya razı olun.”
Olay Gazetesi Yazarı Ahmet Emin Yılmaz’ın yazısının tamamı için tıklayın…