Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirilen mezuniyet töreninde ‘yüksek onur‘ derecesiyle mezun olan Doruk Dörücü, diplomasını yırtmasının ardından evinde sabahın erken saatlerinde bir operasyonla gözaltına alındı. Dörücü, adliyeye sevk edilmesinin ardından serbest bırakıldı.
“DİPLOMA HÜKÜMSÜZDÜR”
Dörücü, dün gerçekleşen mezuniyet töreninde diplomasını aldıktan sonra, diplomasını yırtarak “Müstakbel cumhurbaşkanının diplomasını iptal eden, kafasına göre fakülte açan, kapatan, bölünme yapan bu istibdat rejiminin verdiği diploma hükümsüzdür.” şeklinde bir açıklama yapmıştı.
Ayrıntılar geliyor…
İŞTE DORUK’UN EMNİYET İFADESİ
Mezuniyet törenindeki eylemi ve bu eylem sırasında kullandığı ifadeler nedeniyle sabah saatlerinde gözaltına alınan Doruk Dörücü, emniyetteki ifadesinde şu savunmayı yaptı.
“EYLEM SÖYLENDİĞİ GİBİ GERÇEKLEŞTİ”
Boğaziçi Üniversitesi’nin 158. Mezuniyet Töreni’nde meydana gelen olayda, Sosyoloji Bölümü mezuniyetinde “Müstakbel Cumhurbaşkanının diplomasını iptal eden, kafasına göre fakülte açan, kapatan bu istibdat rejimini reddediyorum. Diplomayı kayyumdan değil, Boğaziçi’nin seçilmiş rektöründen alırım, bu diploma hükümsüzdür” diyerek eylemde bulunduğunu ifade etti. Eylemin kendisine isnat edildiği gibi gerçekleştiğini onayladı.
“BARIŞÇIL BİR PROTESTODUR”
Dörücü, eylemi esnasında kendisine yöneltilen ‘Halkı kin ve nefrete sürükleme veya aşağılama’ suçlamasının kesinlikle yanıltıcı olduğunu belirtti. Olayın video kayıtlarının izlenmesi durumunda, bulunduğu kalabalığı sakinleştirmeye çalıştığını ve el hareketiyle sessizlik çağrısında bulunduğunu ifade etti. Gerçekleştirdiği eylemin anayasa çerçevesinde barışçıl bir protesto olduğunu vurguladı.
“ÜZERİME ATILI SUÇLAMAYI KABUL ETMİYORUM”
Dörücü, eyleminin amacının başta Boğaziçi ve İstanbul Üniversitesi olmak üzere Türkiye’deki üniversitelerdeki akademik özgürlük, özerklik ve kültürel erozyonu eleştirmek olduğunu dile getirdi. İfadelerinde herhangi bir kişi veya kurumu hedef göstermediğini, sosyal sınıf, etnik köken, din veya mezhep ayırt etmeksizin ayrıştırıcı ve aşağılayıcı bir dil kullanmadığını savundu. Üzerine atılan suçlamaları reddetti.
