1. Haberler
  2. Son Dakika Bursa Haberleri
  3. Bağımsız Yaşam Derneği: Umut Veren Tedavi Süreci

Bağımsız Yaşam Derneği: Umut Veren Tedavi Süreci

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye’de 11 ilde faaliyet gösteren Bağımsız Yaşam Derneği, bağımlılıkla mücadele eden bireylere yeni bir yaşam sunarak umut ışığı oluyor. 10 yıl önce kurulan ve ilaçsız yöntemlerle tedavi uygulayan bu dernek, yüzde 60’lık bir başarı oranı ile dikkat çekiyor. Bursa’da 8 ay önce açılan yeni şubede tedavi gören 30 kişi, bağımlılıklarından kurtulmak için büyük bir çaba içerisindeler. İlaçsız ve ücretsiz tedavi imkanı sunduklarını vurgulayan Bağımsız Yaşam Derneği Bursa Şube Müdürü Yakup Aişeoğlu, “Derneğimiz yaklaşık 10 yıl önce Tokat Üniversitesi Kurucu Rektörü Mustafa Kemal Özsoy tarafından kurulmuş, bugüne kadar farklı illerde şubeler açılarak, 11 şubeye ulaşmıştır. Son şubesi Bursa. Bursa şubesi yaklaşık 8 aydır faaliyet gösteriyor” dedi.

‘10 YILDA 3 BİN HASTA HAYATA KAZANDIRILDI’

Derneğin, bağımlılık oluşturan maddeleri tedavi etme noktasında bir rehabilitasyon merkezi işlevi gördüğünü ifade eden Aişeoğlu, “Eroin, kokain, esrar ve sanal kumar dediğimiz illetlere girmiş, fakat farklı kliniklerde bir çözüm bulamamış olan gençlerimiz, derneğimize müracaat ediyor. Biz bu kardeşlerimizi sıraya göre alıyoruz. Sırası geleni önce genel merkezimize davet ediyoruz. Orada bir detoks süreci gerçekleşiyor. Yaklaşık 10-15 günlük bir detoks sürecinin ardından, bu gençleri şubelerimize yerleştiriyoruz. Her şubede 30-40 arasında hasta kabul sayımız var. Toplam 400’e yakın hastamıza hizmet ediyoruz. 3 ayda bir yeni gelen misafirlerimizi ağırlıyoruz. Yani gelen misafirlerimiz 3 ay burada kalıyor, 3 ay sonra yeni gelenleri alıyoruz. 10 yıl boyunca 3 bin hasta burada tedavi edilmiş, hayata kazandırılmış” şeklinde konuştu.

‘BAŞVURULARA YETİŞEMİYORUZ’

Başvuru sayısının çok yüksek olduğunu belirten Aişeoğlu, “Sadece bizim derneğimize başvuran, sıra bekleyen 8 bin hasta var. Bu haliyle uzun bir süreç oluyor. Olumsuz durumlarla da karşılaşıyoruz. Sırası gelen hastaların yakınlarını arıyoruz. ‘Oğlunuzun sırası geldi’ diyoruz. Telefonun karşı tarafındaki, ‘Evladım geç kaldınız. Oğlum öldü’ diyor. Öbürü, ‘Geç kaldınız, oğlum hapiste. Geç kaldınız, kızımın nerede olduğunu bilmiyorum. Geç kaldınız, başvuru süresinde ikna etmiştim ama vazgeçti ikna olmuyor’ diye maalesef dönüşler alıyoruz” sözleriyle yaşanılan zorluklara dikkat çekti.

‘AMACIMIZ ONLARI HAYATA KAZANDIRMAK’

Uyuşturucu, alkol ve kumara bulaşmış hastalar için çözüm arayışında olduklarını dile getiren Aişeoğlu, “Bu illete bulaşmış çözüm arayan, kurtulmak isteyen kardeşlerimizi biz burada ilaçsız ve ücretsiz bir şekilde tedavi ediyoruz, hayata kazandırıyoruz. Çünkü iyileşen sadece bir kişi olmuyor, bir aile oluyor. Bir aile demek, oradaki mahalle demek. Burada 30 kişi iyileştiği zaman 30 aile, 30 mahalle iyileşmiş demek. Yani bizim derneğimizin amacı, bu kardeşlerimizi bu illetten kurtarmak, bunlarla alakalı tazelenme, rehberlik noktasında bu kardeşlerimize yardımcı olmak, hayata kazandırmak” ifadelerini kullandı.

‘BAĞIMLILIĞIN TEMELİNDE ÖTEKİLEŞTİRME YATIYOR’

Bağımlılığın duygusal kökenli kronik bir beyin hastalığı olduğunu aktaran Aişeoğlu, “Yani bu illete maalesef girmeye birçok sebep var. Bunun temelinde yalnızlık, ötekileştirme yatıyor. Bu yalnızlık ve ötekileştirmeye çözümü maddede buluyorlar. Haliyle bu maddeye bulaştıktan sonra, bütün kesim tarafından bunlardan çekinen, korkan, uzak duran olduğu için bunlar dibe battıkça batıyorlar. Yani bir elin onları tutup, o bataklıktan çıkarması gerekiyor. Maalesef toplumumuz, insanlarımız bu noktada çok duyarsız” diyerek toplumsal farkındalığın önemine vurgu yaptı.

‘SEVGİ İLE DUYGUSAL BOŞLUKLARINI DOLDURUYORUZ’

Tedavi yöntemlerine dair bilgi veren Aişeoğlu, şunları söyledi:

“Buradaki tedavi yöntemimizin birinci basamağı, önce sırası gelen hastayı genel merkezimize davet ediyoruz. Tedavinin birinci ayağı detoks merkezi. Her maddenin kendine göre bir krizi var. Bu krizi detoks merkezinde atlatanı, genel merkezden şubelere yerleştiriyoruz. Şubelere gelen hastalarımız için tedavinin buradaki ilk adımı kucaklaşma, sevgi ve muhabbet. Otogara giden arkadaşlar, hastalarımızın çantasını alıyor, kucaklıyor. Zaten birinci aşama orada gerçekleşiyor. Çünkü bu mesele ruhsal, duygusal bir boşluktan kaynaklı bir hastalık olduğu için, bu işin ilacı sevgi ve muhabbet. Sevgi ve muhabbeti maalesef haklı ya da haksız olarak dışarıda göremediği için, burada kucaklaşmayla, sevgi ve muhabbetle, o duygusal boşluk burada tamamlanıyor” şeklinde aktardı.

‘AİLELER DE EĞİTİLİYOR’

Bu süreçte yoğun bir eğitim programı uyguladıklarını belirten Aişeoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Burada tedavi sabahtan başlıyor, akşama kadar dolu dolu geçen bir program var. Her gün 1 saat kitap okunuyor burada. Onun hastalığına iyi gelecek, tedavisine iyi gelecek konularla ilgili 1 saat kitap okumayla başlıyor. Kitap okumanın akabinde psikoloğumuzun eğitimi var. Psikoloğumuz bu arkadaşlarla bireysel ve toplu olarak görüşüyor. Bir de her bir ailenin ailesiyle görüşülüyor. Burada hasta tedavi edilirken, aile eğitiliyor. Çünkü bu noktada aile de tetikleyici oluyor, aile yanlış uygulama yapabiliyor, bilinçsiz olabiliyor. Bağımlılık hastalığı farklı bir mekanizma. Dolayısıyla ailenin tedavi noktasında bilgilenmesi sağlanıyor. Hasta burada tedavi olurken, aile de ona göre bilinçleniyor” ifadelerine yer verdi.

‘SİSTEMİN EN ÖNEMLİ PARÇASI İYİLEŞEN ESKİ BAĞIMLILAR’

Tedavinin en önemli destekçilerinin bu merkezlerde tedavi görmüş eski bağımlılar olduğunu kaydeden Aişeoğlu, “Bir de burada ‘Eksuzur’ diye tabir ettiğimiz, eski kullanıcılar var. Biz burada bağımlılık danışmanı da diyoruz. Bu arkadaşlarımız ‘Damdan düşen’. Damdan düşenin halini en iyi damdan düşen anlar. Bizim bu uyguladığımız tedavi sisteminin önemli bir parçası bu arkadaşlar. Çünkü sahadan gelmiş. Bu arkadaşları en iyi anlayan, aynı yoldan geçen, bu illetten kurtulmuş ve yeni kurtulan kişilere el atan, sahip çıkan arkadaşlar. Dünyadan kontrollü bir tecrit var burada. Telefon, internet, sosyal medya yok. 3 ay burada bir nevi perhizde. Algıları açılıyor, duyguları açılıyor, zihin kendine geliyor” şeklinde belirtti.

‘BAŞARI ORANIMIZ YÜZDE 60’

Bağımlı bireylere yardım edilmediği takdirde yaşamlarını yitirme veya suça karışma riski bulunduğunu vurgulayan Aişeoğlu, “Bunları kurtaran bir el olmazsa yolun 2 seçeneği var, 3’üncü bir seçeneği yok. Konya’daki şubemizde bir tane iş insanımızın oğlu iyileşiyor. O da bunun üzerine sıfırdan bir yer yapıyor, her şeyi karşılıyor. 2 şubemiz belediyenin bünyesinde. Yani hayırseverler, bina anlamında ve maddi anlamda da yardım ederse, çok mutlu oluruz. Bir kişinin hayatının kurtulması, tüm insanlığın kurtulması gibidir. Tedavimizdeki başarı oranı şubelere göre değişiyor. Ama genel ortalama, yüzde 60 iyileşme oranımız var” açıklamalarında bulundu.

Bağımsız Yaşam Derneği: Umut Veren Tedavi Süreci
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

eBursa.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
Bize Katılın
Enable Notifications OK No thanks