HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, asgari ücretin belirlenme sürecine dair önemli açıklamalarda bulundu. Arslan, Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı değerlendirmede, HAK-İŞ’in Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısına karşı itirazları olduğunu hatırlatarak, mevcut komisyon yapısının işçilere zarar verdiğini ifade etti.
Arslan, komisyonun hükümetin inisiyatifi altında işlediğini ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinin devreye girdiğini savundu. Arslan, konuyla ilgili şu şekilde konuştu:
“Aslında hükümetlerin burada olmaması gerekiyor. Çünkü kamuda asgari ücretli işçi sayısı istisna. Dolayısıyla buradaki asgari ücretin belirlenmesi özel sektörü ilgilendiriyor. Almanya’da işçi sendikaları ile işveren sendikaları masaya oturuyor. Orada hükümet yok. Sadece tarafların seçtiği bir hakem var. Bu hakem kamu görevi üstlenmiş oluyor. Fakat taraflar anlaşınca hakeme ihtiyaç kalmıyor. Almanya’da bizim üç katımız çalışan var. Bu ülkede asgari ücretin belirlenmesinde hükümet yok. Hükümet yerine bir kamu görevlisi var. Kamu görevlisi de taraflar isterse seçiyorlar. Otomatik seçilmiyor. Biz, bu yapıya benzer bir yapının Türkiye’de olmasını savunuyoruz. Hükümete, ‘Niye siz bu işe giriyorsunuz?’ diyoruz. Asgari ücretin belirlemesinin faturasını hükümet ödüyor. ‘Cumhurbaşkanı, hükümet asgari ücreti artırmadı.’ deniyor. Bunu bırakın işverenler ile işçiler oturup konuşsunlar. Onlar belirlesin.”
MASADA SADECE İŞÇİ VE İŞVERENLER OLMALI
Arslan, asgari ücret belirlenmesi sürecinde işçi ve işverenlerden oluşacak komisyonun yapısının şu şekilde olması gerektiğini vurguladı: “İşçi konfederasyonlarının üye sayısı oranında temsil edilmesi gerekiyor. Rakamın belirlenmesine yönelik bir kriter oluşturulmalı. Bir genel sekreterlik olmalı. Bu yapıdaki Asgari Ücret Tespit Komisyonu 12 ay çalışmalı.”
Arslan, mevcut komisyon yapısının sağlıklı kararlar alma kapasitesine sahip olmadığını belirterek şunları söyledi:
“Hükümetin yapması gereken; sosyal tarafların taleplerini dikkate alarak Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nu daha demokratik ve katılımcı bir yapıya getirmek. Sonra da ‘işçiler ve işverenler siz bu işi yürütün. Bize ihtiyaç duyarsanız biz hakemlik yaparız.’ demek. Aksi halde, kamuda asgari ücretli hemen hemen yok ama asgari ücretli çalıştırmayan hükümet, asgari ücreti belirliyor.”
BU DURUM İŞÇİLER İÇİN BÜYÜK BİR KAYIP
TÜRK-İŞ’in 2026 yılı için geçerli olacak asgari ücret belirleme sürecine katılmama kararı aldığını hatırlatan Arslan, şunları dile getirdi:
“TÜRK-İŞ ile yine bir görüşmemiz oldu. Katılmayacaklarını tekrar teyit ettiler. Bizim de katılmayacağımızı kendilerine tekrar ifade ettim. Bu hem işçilerin hem de hükümetin aleyhine bir kaosa dönüşecek. O zaman TİSK ile hükümet oturup asgari ücreti belirleyecek. TİSK burada doğal olarak inisiyatif alacak. Hükümete, ‘Ben ancak şu şartlarda asgari ücreti kabul ediyorum.’ diyecek. Başka seçenek de yok. Maalesef TİSK’in arzu ettiği bir asgari ücreti önümüze getirecekler. Bu durum işçiler için büyük bir kayıp. Hükümet için ise büyük bir sorumluluktur.”
Arslan, asgari ücret belirleme sürecinde kaos yaşanabileceği uyarısında bulunarak, “Asgari ücret iki ay sonra belirlenecek ama masada işçi tarafı olmayacak. Kimse bunun yaratacağı kaosla ilgili girişimde bulunmuyor ve bunu kimse gündeme getirmiyor.” ifadelerini kullandı. (AA)