Almanya, yarın gerçekleştirilecek erken seçimlerde sandık başına gidecek. Ancak bunu yaparken bazı zorluklarla karşılaşma ihtimalleri bulunuyor.
Almanya’da, Avrupa’nın pek çok noktasında olduğu gibi aşırı sağ bir yükseliş gözlemleniyor. AfD’nin oy oranlarının %20’ye kadar çıktı. Eğer anketlerdeki bu sonuçlar gerçek olursa, aşırı sağcı parti mecliste en çok oy alan ikinci grup haline gelecek. Toplum, %20’lik bu durumu kabullenmemek adına karşı bir yapı oluşturmaya çalışıyor.
Göçmenleri sınır dışı etmekten bahseden AfD’nin aday listesinde ilginç bir şekilde çeşitli etnik kökenlerden isimlerin yer aldığı dikkat çekiyor.
Bu adaylar arasında iki Türk’ün listelerde yer bulması dikkat çekiyor. Göçmen karşıtı bir partide bu Türklerin varlığı, akıllarda bazı soru işaretleri doğuruyor. Ancak AfD, son dönemde Türk nüfusuna yönelik bir kampanya yürütüyor; bazı bölgelerde seçim çalışmaları Türkçe yapılıyor. Türklerin, diğer etnik gruplara kıyasla daha entegre bir profil sunması, belki de bu durumun nedenlerinden biri.
İki Türk’ün aday olması, başlı başına tuhaf bir durum olsa da iç siyasetteki dengeler bu durumu normal hale getiriyor.
Adayların profilleri de AfD’nin benimseyeceği türden. Bu iki adayın geçmişleri oldukça ilgi çekici. Biri Türk kökenli, diğeri ise Kürt kökenli olan adaylar, Türkiye ile bağları bulunan iki isim olarak AfD için yarışacak.
Kerim Denis Erdem ve Leyla Bilge, bu iki isim olarak öne çıkıyor.
Şırnak doğumlu Leyla Bilge, 4 yaşında Almanya’ya göç etti. Kadın hareketinde etkili bir figür olan Bilge, “Avrupa’da, özellikle Almanya’da şeriata karşı durmalıyız” şeklindeki söylemleri ile dikkat çekiyor.
Her iki aday da Avrupa’daki göçmen akınından ve İslami radikal hareketlerin artışından duydukları rahatsızlıkla tanınıyor. Seçim kampanyalarında güvenlik, entegrasyon ve göç politikalarını sıkılaştırma vaadinde bulunuyorlar.