DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, Suriye’de sivil halka yönelik gerçekleştirilen saldırılara dikkat çekmek amacıyla Yeni Yol Grup önerisini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sundu.
Konuşmasında, “Dünyanın gözleri önünde bir insanlık suçu işleniyor. Alevileri katli vacip olarak gören, hastalıklı bir anlayışa sahip yapılar ortaya çıkmıştır.” ifadelerini kullanan Avşar, bu olayların altında yatan komplo teorileriyle sivil katliamının faillerini gizleme girişimlerinin mevcut olduğunu kaydetti.
Avşar, Suriye’de sivillere yönelik her türlü saldırının Türkiye’deki toplumsal barışı tehdit ettiğini belirterek, Türkiye’nin asla mezhepçiliğe ve nefrete teslim edilmeyeceğini vurguladı. Suriye’deki geçici yönetimin, sivil insanlara yönelik saldırıları durdurması gerektiğini ifade etti.
Suriye’de Lazkiye ve Tartus bölgelerinde gerçekleştirilen büyük katliamların altını çizen Avşar, “1000’den fazla sivil inançları nedeniyle vahşice öldürüldü, kadınlar ve kızlar kaçırıldı, evler yağmalandı, araçlar yakıldı ve insanlar sokak ortasında videolar kaydedilerek infaz edildi.” şeklinde konuştu.
“ALEVİLERİ, KATLİ VACİP OLARAK GÖREN HASTALIKLI ANLAYIŞA SAHİP YAPILAR ORTAYA ÇIKMIŞTIR”
Olayın ciddiyetine dikkat çeken Avşar, uluslararası kuruluşların ve gözlemcilerin raporlarına göre, kalkışma gerekçesiyle sivillerin katledildiğini kaydetti.
Avşar, “Sivillere yönelik yapılan bu katliamlar ortadayken, iktidar kanadından duyduğumuz şeyler tam bir hayal kırıklığı. ‘Şam yönetimi otorite inşa etmeye çalışıyor, Esad artıkları var’ deniyor, ama Esad zulüm ederken sesiniz çıkmıyordu,” dedi ve mevcut durumun komplo teorilerine sarılarak sivil katliamının faillerini gizleme ve mevcut yönetimi savunma çabası olduğunu belirtti.
‘BU KATLİAMIN, ESAD ŞEBBİHALARININ YAPTIKLARINDAN HİÇBİR FARKI YOKTUR.’
Avşar, yapılan açıklamaların yaşanan zulmü kınamak yerine yüzeysel genellemelere dayandığını, bu durumun Türkiye tarafından desteklenen bir yönetimin yaptıklarına karşı yanlış bir tutum oluşturduğunu ifade etti. Ayrıca, sivillere yönelik katliamların geçmişte Esad Şebbihalarının gerçekleştirdiği eylemlerle hiçbir farkı bulunmadığını belirtti.
Avşar, “Partimde ve grubumda bir tane insan Esad zulmünün yanında yer almadı. Suriye’den savaştan kaçıp gelenleri geri göndereceğiz demedik. Uyumu tartıştık, çözüm aradık ve siyasi bedel ödedik. Çünkü zalimliğin mezhep, kimlik ya da meşreple ilgisi yoktur; adalet ve vicdan herkes için eşit olmalıdır.” dedi.
Hz. Ali’nin şu sözlerine atıfta bulundu: “Zulüm iki türlüdür; biri zulmede, diğeri ise zulme rıza gösterir. İ ikisi de zalimdir.”
Avşar, Suriye’deki her olayın Türkiye’de yankı bulacağını ve orada yaşayan sivillere yönelik her hareketin Türkiye’deki toplumsal barış için büyük bir tehdit oluşturduğunu ifade etti. Ayrıca Hatay, Mersin ve Adana’da yaşayan 1 milyondan fazla Arap Alevisinin kendilerini güvensiz ve yok sayılmış hissettiğini vurguladı.
Alevilerin mezhepçilik ve ayrımcılıktan dolayı ağır bedeller ödediğini belirten Avşar, “Savcılar, katliamı Nusayrilik veya Alevilikle ilişkilendiren alçakça yaklaşımlar için ne yaptı?” diye sordu.
Avşar, sözlerine devam ederek, “Sosyal medya ve gazetelerde Alevilere yönelik nefret söylemleri yaygın. Halkı kin ve düşmanlığa sevk eden bu paylaşımlar karşısında savcıların herhangi bir eylemi yok.” dedi.
‘ÜLKEMİZİ ASLA MEZHEPÇİLİĞE VE NEFRETE TESLİM ETMEYECEĞİZ’
Türkiye’nin mezhepçiliğe, ayrımcılığa ve nefrete teslim edilmeyeceğini vurgulayan Avşar, “Birlik ve beraberlik, ancak herkesin eşit yurttaş olduğu, hiç kimsenin öteki hissetmediği bir ortamda sağlanabilir.” dedi.
Türkiye siyaseti içinde, Alevileri hedef gösteren aşırı söylemlerden kaçınılması gerektiğini kaydeden Avşar, “Siyasal alevicilik kelimesiyle mezhepçilik yapanlar, öldürülen sivilleri mezhebine göre değerlendirenler, bu ülke için milli bir güvenlik sorunudur. Bu süreçte, herkesin sözlerine dikkat etmesi gerekiyor.” şeklinde sözlerini tamamladı.