5 Temmuz’da gözaltına alınmasının ardından ev hapsine alınan ve İçişleri Bakanlığı tarafından 10 Temmuz’da görevden uzaklaştırılan Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, dün itibarıyla görevine geri döndü.
Ev hapsinin kaldırılmasıyla birlikte Tutdere, Halk TV’de Küşad Oğuz’un hazırlayıp sunduğu “Rota” programına katıldı. Bu süreç boyunca yaşadıklarını ve dosyada yer alan iddiaların detaylarını aktardı.
Adıyaman’daki soruşturmanın, kendisine isnat edilen suçlamaların aksine, suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Aziz İhsan Aktaş’ın değil, Aktaş’ın şirketinde çalışan bir tanığın ifadesiyle başladığını belirtti.
“FİRMAYLA SÜRESİ DOLUNCA İRTİBATIMIZI KOPARDIK”
Tutdere, 2018 yılında AK Parti yönetimi tarafından İhsan Aktaş’ın temizlik ve araç kiralama işini yürüten Bilginay firmasıyla yapılan anlaşmaya dikkat çekti. “Göreve gelir gelmez, araç kapasitemizi artırarak firmanın sözleşmesinin sona ermesine dört ay kala irtibatlarımızı kestik. Biz, kendi çöpümüzü kendimiz toplamaya başladık. Yani işine son verdiğimiz ve belediyeyle tüm bağlantısını kestiğimiz bir firmayla ilgili olarak, bir tanığın beyanı ile bu süreç başladı.” dedi.
NEDEN GÖZALTINA ALINDIĞINI AÇIKLADI
Tutdere, kendisinin gözaltına alınma gerekçesini de açıkladı. Yıllarca avukatlık yaptığını vurgulayan Tutdere, “Hukukçu kimliğimle de bir vatandaş olarak, tanık beyanında şu ifadelere yer veriliyor; ‘Adıyaman Belediyesi AK Parti’den CHP’ye geçtikten sonra, 24 milyon hak edişimiz birikti. Bunu almak için başkana gittim, başkan beni yardımcısına yönlendirdi.’ Bu iddia, emniyetteki ifademizde öğrendiğimiz bir durumdu. O zamana kadar, neyle suçlandığımızı bile bilmiyorduk.” ifadelerini kullandı.
“BİRİKEN BİR ALACAĞI DA YOK. BİZE UĞRADIĞI DA YOK, TANIDIĞIMIZ DA BİR ŞAHIS DEĞİL”
Tutdere, gözaltına alınma sürecine neden olan tanığın, sözleşme bitiminden sonra belediyeye uğramadığını ve kendisiyle tanışmadıklarını dile getirdi. Açıklamalarına şöyle devam etti:
“Emniyette sorulduğunda, bu iddiaların tamamının asılsız olduğunu belirttik. Bizim bu firmayla artık hiçbir işimiz kalmadı. Sözleşmeyi sonlandırdıktan sonra, mali hesaplarımızla ilgili belgeleri savcılığa sunduk. Tanığın ifadesinde bahsedilen birikmiş alacaklar yok. AKP döneminde, benden önceki süreçte nasıl düzenli ödemeler alındıysa, ben 4 Nisan’da göreve başladım, 15 Nisan’da hak edişini aldı, Mayıs’ta, Haziran’da ve Temmuz’da da alımlar yapıldı. Dolayısıyla biriken bir alacağı da yok. Bize uğramadı, tanımadığımız bir şahıs da değil.”