DEM Parti‘nin İmralı Heyeti, terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çağrısının ardından siyasi partilere ziyaretlerde bulunmaya başladı. Heyet, bu kapsamda DEM Parti‘nin ittifak ortağı olan EMEP‘i ziyaret etti.
Demokratik Eğitim ve Mücadele (DEM) Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve EMEP Genel Başkanı Seyit Arslan, gerçekleştirilen ziyaretin ardından kısa bir basın toplantısı düzenleyerek gazetecilerin sorularını yanıtladılar.
Toplantıda, bir gazeteci, İmralı Süreci‘ni başlatan MHP Lideri Devlet Bahçeli‘nin, YPG’nin ve benzeri terörist oluşumların çağrılardan muaf olduğunu ifade etmesi hakkında görüşlerini sordu. Bahçeli’nin, “Çatlak ses çıkaranların bu mesnetsiz görüşü bir plan dahilinde paylaşmaları örgütsel ve kurucu önderliğin doğasıyla çelişkilidir” şeklindeki açıklaması gündeme geldi.
“O MEKTUPTA YAZANI GÖRMEDİK”
Gazetecinin, ‘Çağrı YPG’yi kapsamıyor’ sözlerini gündeme getirmesi üzerine Bakırhan, çağrının muhataplarına sorulması gerektiğini belirtti. Öcalan’ın PKK’nın Suriye’deki unsurları olan SDG‘ye bir mektup gönderdiğini ifade eden Bakırhan, mektubu ve aldığı yanıtı bilmediklerini belirtti. Bakırhan, konuya ilişkin şunları söyledi:
- Cevabı verilmiş bir soruyu tekrar yanıtlamaya gerek yok. Türkiye’nin ekonomisi ve enerjisi için büyük sorunlar yaratan Kürt meselesinin çatışmasız, şiddetsiz, silahsız çözümü üzerine odaklanmalıyız. Çağrının kapsamı konusunda bizim bir yetkimiz yok. SDG’nin temsilcileri de değiliz. Sadece okuduğumuzu ve anladığımızı aktarıyoruz. Basına da bunu söyledik. Çağrı, demokrasi ve barış vurgusu yapıyor. Bu çağrının çözüm yollarını ve muhataplarını daha uygun bir şekilde sormak gerektiğini düşünüyorum. Öcalan’ın mektubu gönderdiği doğru, ancak o mektuba gelen yanıtı görmediğimiz için çağrının kapsamını belirlemek bize düşmez.
Bir başka gazetecinin, “Efendim SDG’ye giden mektuptan bahsettiniz değil mi?” sorusuna Bakırhan, şu karşılığı verdi:
- Değerli arkadaşlar, geçtiğimiz günlerde cevapladığımız soruları tekrarlamamak gerektiğini düşünüyorum. Türkiye, 50 yıldır süren şiddet ve çatışma ortamını ortadan kaldıracak, demokratik bir zeminde eşit yaşantılar kurmak için önemli bir sürece girdi. Bu çağrıya odaklanmamız gerektiğine inanıyorum.
