Nöroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Hasan Armağan Uysal, erken başlangıçlı demans ile ilgili önemli bilgiler paylaştı. Uysal, demansın yaygın olarak yaşlılık hastalığı olarak bilindiğini, ancak bu duruma genç bireylerin de maruz kalabileceğini vurguladı. “Geçmişte yalnızca ileri yaşlarda görüldüğü düşünülen demans, bugün genç yaş gruplarında daha sık teşhis edilmektedir” ifadelerini kullandı.
Gençlerde demans belirtilerinin sıklıkla depresyon, anksiyete ya da iş stresi ile karıştırıldığını belirten Uysal, bu durumun tanı konulmasını zorlaştırdığını ve geç müdahaleye sebep olabileceğini ifade etti.
Uysal, “Erken Başlangıçlı Demans (EBD), 65 yaşından önce ortaya çıkan demans türlerini kapsar. EBD, bireyin hem iş hem de sosyal yaşamını önemli ölçüde etkileyebilir” dedi.
Alzheimer ve diğer demans türlerinin genellikle yaşlı bireylerle ilişkilendirildiğini aktaran Uzm. Dr. Hasan Armağan Uysal, “Depresyon, anksiyete veya iş stresinin yan etkileriyle karışabilen EBD’de tanı geciktiğinde, bu durum hem hastalar hem de aileleri için ciddi sonuçlar doğurabilir. Özellikle davranışsal varyant Alzheimer, kortikobazal dejenerasyon ve Lewy cisimcikli demans gibi hastalıkların ilk belirtilerinin göz ardı edilmemesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.
“GENETİK FAKTÖRLER ETKİLİ OLABİLİYOR”
45 yaş altındaki bireylerde genetik faktörlerin daha fazla etkili olduğunu belirten Uzm. Dr. Hasan Armağan Uysal, 2024’te yapılacak araştırmalarla birlikte demansın risk faktörlerine yüksek LDL kolesterol seviyesi ve tedavi edilmemiş görme kaybının eklendiğini açıkladı. Uysal, “MRI, beyin omurilik sıvısı ve PET gibi gelişmiş görüntüleme yöntemleriyle beyin ağlarının etkileri artık daha iyi anlaşılabiliyor” dedi. Ayrıca, kolinerjik tedaviler, yaşam tarzı değişiklikleri ve bireyselleştirilmiş yaklaşımlar hakkında da detaylı bilgi aktardı.
“DEMANS SADECE BELLEK KAYBI DEĞİLDİR”
Uzm. Dr. Hasan Armağan Uysal, EBD’nin yalnızca bellek kaybıyla sınırlı olmadığını, bazı hastaların davranış değişiklikleri, yürütücü işlev bozuklukları, dil kaybı ve hatta görsel algı bozukluklarıyla başlayabileceğini ifade etti. Uysal, “Bu nedenle kişilik değişiklikleri, iş performansındaki ani düşüşler ve sosyal geri çekilmeler de demansın belirtileri arasında yer alabilir.” şeklinde eklemelerde bulundu.
Erken tanının hastalık sürecini yavaşlatma, hastaya daha iyi yaşam kalitesi sağlama ve bakım süreçlerini düzenleme açısından önemli olduğunu bildiren Uysal, hasta ve hekim farkındalığının artması gerektiğini söyledi. Toplumda bu konuda bilinç oluşturmak amacıyla farkındalık kampanyalarının düzenlenmesi ve EBD üzerine çalışan multidisipliner merkezlerin yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, genetik testler ve biyobelirteçlerin erişilebilirliğinin arttırılması gerektiğini de sözlerine ekledi. Bakım süreçlerinin ise genç hasta ihtiyaçlarına göre planlanmasının önemine dikkat çekti.
(İHA)