Türkiye, ünlü sanatçı Güllü’nün şüpheli ölümüne dair birçok özel röportajı Hakan Ural ve Ferda Yıldırım’ın sunduğu Kanal D’nin sevilen programı “Neler Oluyor Hayatta”da izlemişti. Annesini “kasten öldürme” suçlamasıyla tutuklanan Tuğyan Ülkem Gülter ve o gecenin tek tanığı olan itirafçı arkadaşı Sultan Nur Ulu, programda ilk kez konuştu.
İLK KEZ ANLATTI
Olay röportajlarını yapan ve Güllü’nün düştüğü eve ilk giren haberci olan “Neler Oluyor Hayatta” programının Genel Koordinatörü Reyhan Şan Tunaboylu, hem röportajların perde arkasını hem de önemli izlenimlerini ilk kez anlattı.

CİNAYETİ İTİRAF ETTİ
Şarkıcı Güllü, 26 Eylül’de Yalova’daki evinin penceresinden düşerek yaşamını yitirdi. Ölümüyle ilgili ilk günden itibaren “cinayet” iddiaları ortaya atıldı ve tek şüpheli kızı Tuğyan Ülkem Gülter oldu.
Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında, Güllü’nün hayatını kaybettiği sırada yanında bulunan kızı Tuğyan Ülkem Gülter ve arkadaşı Sultan Nur Ulu hakkında gözaltı kararı verildi. Yurt dışına kaçmaya çalışırken yakalanan ikili arasındaki Sultan Nur Ulu, cinayeti itiraf etti. Tuğyan Ülkem Gülter’in cinayeti adım adım planladığı ve tüm soğukkanlılığıyla gerçekleştirdiği belirlendi.

O gece evde bulunan Tuğyan Ülkem Gülter’in annesi Güllü’nün ölümüne neden olduğu yönündeki iddia gündemi sarstı. Tuğyan Ülkem’i, ilk ve son kez ekranlara taşıyan kişi ise “Neler Oluyor Hayatta” programının Genel Yayın Koordinatörü Reyhan Şan Tunaboylu oldu. O çok konuşulan röportajda defalarca geri adım atmadan şu soruları yöneltti: “Anneni sen mi ittin?”, “Anneni sen mi öldürdün?” Bu sorular, röportajı Türkiye’nin gündemine taşıdı ve görüntüler günlerce tüm televizyon kanallarında tartışıldı. Ancak olayın ekranda görünmeyen bir iç yüzü vardı… Tunaboylu, o röportajın perde arkasını açıkladı ve sözleri çarpıcıydı.
TUĞBERK DE ŞÜPHELİ Mİ?
İşte olay röportajlarının perde arkasında yaşananlara dair Reyhan Şan Tunaboylu’nun ifadelere:

“İlk andan itibaren olayın üzerinde ciddi bir titizlikle durduk. Bu konunun ana karakterleri Tuğyan, Tuğberk ve Sultan’dı. Ben de konuya onlarla görüşerek girmeye başladım. Başta yapımcımız Hülya Sepken olmak üzere ekiple yaptığımız görüşmeler sonucunda Yalova’ya gitmeye karar verdik. Yayıncılık kalitemizi ve tarafsız yayın yaptığımızı gördükleri için sadece bizimle konuşmayı tercih ettiler. Tuğberk olayın çok üzerindeydi. Şu an Tuğyan gözükse bile belli bir süre olayı sürekli Tuğberk ile yürüttük. İlk görüşmeleri onunla yaptık. Röportaj günü, yeri, saati, eve davet etmeler, “Burayı çekelim, şurayı çekmeyelim” gibi tüm talepler ve iletişimi Tuğberk ile yaptık. Ben onun şüpheli olduğuna inanıyorum.”
”HER ŞEYİ TUĞBERK YÖNETİYORDU”
“Tuğberk bize bağlandığında, ‘Ne olur acımızı yaşamamıza müsaade edin’ dedi ve tüm ekip olarak onun acısını hissetmeye çalıştık. Annesinin doğum gününde yayınımıza bağlanan birine soracağınız her soru kifayetsiz kalıyordu. Ben net söyleyebilirim; ekran önünde gördüğünüz o duygusal, anneye bağlı, konuşmakta bile güçlük çeken Tuğberk, birebir görüşme anlarında hiç öyle bir profil değil.”

“Ciddi baskın, o acısını hiç hissettirmeyen, olayın yönünü çeviren, sık sık küfreden yapılar sahip iki kardeş bunlar. Tuğberk belli bir yere kadar olayı yönetti. Belli bir noktadan sonra artık ifşalar, mesajlar, ses kayıtları… Olay onun kontrolünden çıktıktan sonra kendini yok etti. Çünkü oradan çıkış olmadığını fark etti.”
”SÜREKLİ KÜFREDİYOR”
“Gece yarısı Sultan’a mesaj attım ve konuşması gerektiğini söyledim. Beni aradı ve ne soracağımı sordu. Sorularımızı ilettiğimizde, ‘tamam’ dedi. Röportajı nerede yapacağımızı sorduğumda ‘Yalova’da Güllü annenin evinde’ dedi. Sürekli fikir değiştiren karakterler bunlar. O gün Tuğyan, Sultan ve Sultan’ın babası evdeydi. Eve girdiğinizde o tedirginliği hissediyorsunuz. O an röportaja başlayacakken Tuğberk beni aradı. Ben o an Tuğberk’in bizi kameralardan izlediğini bilmiyorum. ‘Eve gelmişsin, soruları da göndermişsin ama sadece beş soru’ dedi. Tuğberk’in telefonundan sonra, ‘Ekran önünde çok acı çeken biri var, ama neden bu kadar baskı yapıyor?’ diye düşünmeye başladım.”
”GÖZLERİNİ ALAMIYORDU”
“Ve Tuğberk tekrar aradı. ‘Reyhan Abla hemen başlayın’ dedi. ‘Beş sorunun dışına çıkmayın’ diye de uyardı. O gerilim beni rahatsız etti. Sultan hipnozda gibi, Tuğyan’dan gözlerini alamıyordu. İlk soruya verilecek yanıt ürkek ve kaygılıydı. Röportajın ilerleyen dakikalarda Tuğyan sürekli bir telefon trafiğindeydi. Sultan’ın konuşmak istediğini gözlerinden görüyordum. Bizim istihbarat şefimiz İsmail Navruz, Tuğyan’ı kısa süreliğine mutfağa götürdüğünde ben hemen Sultan’a ‘O gece aslında ne yaşandı?’ sorusunu yönelttim, o an telefonum çaldı.”
“Arayan Tuğberk’ti… Bana ‘bu soruya girme’ dedi. Şaşırdım, etrafıma baktım; Tuğberk yoktu. O an kameralarla bizi izlediğini fark ettim. ‘Hemen röportajı kesin’ dedi. ‘Soruların dışına çıktınız’ diyerek baskı yaptı.”



