Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Harekat Bölgesi’nde 12 askerin metan gazı nedeniyle şehit olmasına ilişkin Milli Savunma Bakanlığı, çeşitli detaylar içeren bir tahkikat raporu yayımladı.
Raporda, “Temmuz ayında keşif köpeğinin mağaraya gönderildiği, olumsuz bir durumla karşılaşmaması üzerine gaz ölçümüne ihtiyaç duyulmadığı, sonrasında ise mağaraya usulüne uygun şekilde girildiği ve arama-tarama faaliyetine başlandığı belirtilmiştir.” ifadeleri yer aldı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, şehit olan 12 askerin görev yaptığı bölgede komutanın YAŞ kararıyla emekli edildiğini hatırlatarak, “Bu emeklilik kararında bu talihsiz olayın etkisi söz konusu mudur?”
“YAŞ KARARININ 12 ŞEHİTLE İLGİSİ VAR MI?”
“Milli Savunma Bakanlığı’nın tahkikat raporuyla birlikte acımız hâlâ içten bir şekilde sürüyor fakat kamuoyunun vicdanının tatmin edilmesi adına daha önce gündeme getirdiğimiz ve raporda yanıtlanmayan bazı soruların netleştirilmesi gerekmektedir.” diye konuşan Bağcıoğlu, ekledi:
“Olayın meydana geldiği mağara kat kat yapıya sahip ve daha önce terör örgütü tarafından hastane olarak kullanılmış bir yer olduğu için orada askerlere tehdit oluşturacak zararlı gazların ve kimyasalların bulunması kaçınılmazdır. Her türlü askeri harekatın planlanmasında, beklenmeyen durumlara karşı tüm olasılıkların göz önünde bulundurulması esastır. Bu nedenle yaşanan durumun olağanüstü ve tahmin edilemez bir olay olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bağcıoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden cevap beklediklerini ifade ederek aşağıdaki soruları sıraladı:
- Planlama aşamasında yaşanan bu değerlendirme ve önlem eksikliğinin tekrar yaşanmaması adına hangi tedbirler alınmıştır?
- Mağarada kontrol faaliyetini sürdüren köpek, zehirli gazlara yönelik tespit yeteneğine sahip midir?
- Yoksa TSK’nın envanterindekiler gibi sadece patlayıcı veya narkotik madde tespit edebilen köpeklerden mi biridir?
- Eğer köpek özel olarak gaz konusunda eğitilmiş değilse, gaz dedektörü kullanılmaktan neden kaçınılmıştır?
Raporda yer alan “Olayda doğrudan bir ihmal ya da kasıt unsuru tespit edilmemiştir. Herhangi bir disiplin zafiyeti ya da kontrol eksikliği olmadığı belirtilmiştir. Olay esnasında görevli olmayan bazı personelin, silah arkadaşlığı duygusuyla kendi emniyetini hiçe sayarak emir beklemeden mağaraya girdiği ve arkadaşlarını kurtarma çabası gösterdiği böylece daha ağır sonuçların yaşanmasının önüne geçtiği değerlendirilmiştir.” açıklamalarına da dikkat çeken Bağcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
- “Askerlerimizin, emir beklemeden arkadaşlarını kurtarma çabası elbette takdire şayan bir cesaret örneğidir. Ancak böyle karmaşık ve tehlikeli bir durumda emir beklemeden hareket etmeleri, disiplin açısından bir zafiyet oluşturuyor mu?”
- “Mağara dışında beş doktorun müdahale ettiği yönünde bilgiler var. Bu doktorlar, facia yaşanmadan önce o bölgede bulunuyorlar mı?”
- “Yoksa mağarada askerlerimizin rahatsızlanmasının ardından mı bölgeye intikal ettirilmişlerdir?”
- “Eğer durum buysa bu bir planlama zafiyeti değil midir?”
- “Harekat sahasında görevli tugayın komutanı Yüksek Askeri Şura kararı ile emekli edilmiştir. Bu emeklilik kararında, meydana gelen olayın etkisi olabilir mi?”