TBMM Adalet Komisyonu, kamuoyunda “10. Yargı Paketi” olarak bilinen Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi çerçevesinde 30 maddeden oluşan 10 farklı kanun üzerinde görüşmelerine devam etmektedir.
MHP İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, yaptığı konuşmada cezaevlerinde mevcut durumda 415 bin 732 tutuklu ve hükümlünün bulunduğunu, bu rakamın 358 bin 582‘sinin hükümlü, geri kalanının ise 57 bin üzerinde tutuklu olduğunu ifade etti. Yıldız, Adalet Komisyonu toplantısında, hukuki konuların her ayrıntısının Anayasa Komisyonu’nda değerlendirildiğine vurgu yaptı:
“Anayasamızın 138. maddesi çok nettir. Hiçbir organ, makam, vergi veya kişi yargı yetkisini kullanan hakimlere ve savcılara emir, talimat veremez ya da genelge gönderemez. Görülmekte olan bir dava hakkında yargı yetkisi kullanılamaz, görüşme yapılamaz ve görüş beyan edilemez. Bu hüküm anayasa hükmüdür. Anayasa’ya göre, devam eden bir soruşturma söz konusu olduğunda tüm tarafların soruşturma gizliliğine dikkat etmesi gerekir.”
“KANUN ÖNÜNDE EŞİTLİK İLKESİNE UYGUN”
Soruşturmaların adli merciler tarafından titizlikle yürütüleceğini belirten Yıldız, “Tarafsız ve bağımsız yargı mercileri tarafından değerlendirilecektir. Bu aşamada bazı arkadaşların neden bu kadar telaşlandığını anlamıyorum. İyi bir infaz düzeni olmadan ceza adaletinin sağlanması mümkün değildir. Suçun cezalandırılması ile sanığın hakları arasında bir denge kurulmalıdır. Hukuk devletlerinde bu dengenin sınırları yasalar, anayasa ve insan hakları sözleşmeleri ile çizilmektedir. Meclis, devlet organları ve idare makamları tüm işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun hareket etmelidir.”
“EDİRNE’DE FARKLI, KARS’TA BAŞKA BİR UYGULAMA VAR ÖNERİLERİMİZİ DİKKATE ALALIM”
Mevcut infaz anlayışına dair değerlendirmeler yapan Yıldız, şu şekilde devam etti:
“İnsan onurunu merkez alan hakim, savcı ve avukatların yanında hükümlülerin de anlayabileceği basit, cezanın rehabilite edici işlevini gözeten bir infaz kanunu oluşturulmalıdır. Bu konu baştan ele alınmalı ve hukuk kuralları güncel yaşamla uyumlu hale getirilmelidir. Özellikle farklı uygulamaların yaşandığı Edirne ve Kars örnekleri, kanunların yorumlanmasındaki sorunlardan kaynaklanmaktadır. Müddetname, hükümlünün cezaevindeki kalma süresi ile ilgili önemli bir konudur.
“GENÇ HAKİM ve SAVCILARDA HATA ORANI YÜKSEK”
Yıldız, infaz savcılarının projeleri uygularken karşılaştıkları sorunları da dile getirdi:
“Şu anda farklı müddetnameler söz konusu. Uygulamalardaki farklılıklar on beş yirmi gün meselesi değil, yıllar sürecine yayılan durumlar ile ilgilidir. Bu, tecrübesiz hakim ve savcıların iş yükünden kaynaklanıyor. Biz toplumun ihtiyaçlarına yönelik akılcı yasalar geliştirmeliyiz.”
“CEZASIZLIK ALGISI ÜRETİYOR MU?”
10. Yargı Paketi ile ilgili tartışmalara da değinen Yıldız, şunları belirtti:
“Yeni infaz düzenlemeleri ile hükümlülerin ceza infaz kurumunda belirli bir süre geçirmeleri sağlanacak. Ancak uygulamada yaşanan hızlı hareketlilik, bazen cezasızlık algısına yol açıyor. Bunu düşünmek gerekmektedir.”
Bununla birlikte, tekerrür uygulamalarının gözden geçirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi, “Geçmişte Cumhuriyet Meclisi’nde yapılan tartışmalarda bu konunun yanlışlığının altı çizilmişti. Ancak uygulama bei sorunlar devam ediyor.”
“HASTA VE YAŞLI TUTUKLULARA DİKKAT”
Yıldız, hasta ve yaşlı tutuklularla ilgili özel bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu belirtti ve ekledi:
“Adli tıp raporu ile ihtiyaçlarını görene kadar cezaevinde kalmalarının gerekip gerekmediğine bakılmalı. Yaşları, inançları ya da görüşleri ne olursa olsun, tüm tutukluların durumu özel olarak değerlendirilerek, tedaviye ihtiyaç duyanların infazları durdurulmalıdır.”
“COVID YASASI AÇIKLAMADA KALMAKTADIR”
Covid hastalarının durumu ile ilgili belirsizliklerin devam ettiğini ifade eden Yıldız, sözlerine şöyle son verdi:
“Bu konuyla ilgili derinlemesine analizler yapılmalıdır. Eylül ve ekim aylarındaki etki analizlerinin sağlam bir şekilde yapılması gerekmektedir.”